Dubrovnik Şarap Barları & Hırvatistan Şarapları

Minik kızımıza merhaba demeden önce; bir süreliğine son baş başa gezimizi yapmak için Dubrovnik’i seçtik. Lokasyon tercihimizi yaparken, Hırvatistan’da bu kadar çok şarap tadacağımızı ve eve dönerken neredeyse bir valiz şarap alacağımızı hiç hayal etmemiştik 🙂 Hırvatistan şarapları hakkında o kadar fikrimiz yoktu ki, son günlere kadar açıp araştırmak aklımıza bile gelmemişti.

Şehir merkezinde, otelimizin çok yakınında bulunan bir şarap barında akşam soluklanırken denediğimiz şarapların beklenmedik çeşitliliği ve güzelliği sonrasında, 4 günlük gezimiz adeta bir şarap yolculuğuna dönmüş oldu. Hırvatların kendilerine ait üzümlerine bu kadar sahip çıkması çok hoşumuza gitti ve yeni bir şarap teruarını bilgi haznemize eklemiş olduk.

Hırvatistan Şarap Bölgeleri
Kaynak: https://vineyards.com/wine-map/croatia

Dubrovnik; gerek şarap barı çeşitliliğiyle, gerek şarap müzesiyle, gerekse şaraphanelerin bulunduğu bölgelerin yakınlığıyla (1-2 saat), alternatif şarap rotası denemek isteyenler için oldukça uygun bir nokta. Avrupa’daki en iyi korunmuş eski çağ bölgelerinden biri olan bu şehirde tarihi gezi yaparken, şaraba doymak mümkün.

Uğrama fırsatı bulduğumuz barlar ve çok beğendiğimiz kafe-restoranlarla (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

D’Vino Wine Bar

Otelimizin dibinde, ilk gece soluklanmak için uğradığımız bu şarap barı, Hırvat şaraplarına dair bütün bakış açılarımızı değiştiren yer oldu. Menülerinde oldukça kaliteli kadeh şarapların servis edildiği bu mekanda, 36 tane farklı Hırvat şarabını kadeh olarak tadabilmek mümkün! Bunlara ek olarak, düzenli olarak her hafta değişen şarap kadeh seçenekleri de sunuyorlar. Bizim gibi şanslıysanız yıllanmış bir Hırvat şarabını kadeh olarak tadabilirsiniz. 2008 rekolteli bir şarabı kadeh olarak tatmak oldukça keyifliydi.

Kadeh şarap servislerine ek olarak, mekanda akşam 9’a kadar şarap tadımı menüleri de bulunuyor. 7 farklı line-up ile çeşitli bir şarap tadım menüsü sunan mekan, Dubrovnik’i yeniden ziyaret edecek olursak listemizin ilk sırasında bulunuyor.

Dubrovnik Wine Museum

Fazlası ile turistik bir şehir olan Dubrovnik’te bulunan şarap müzesine karşı önyargılı yaklaştık. Turistik kaygılarla açılmış olabilceğini düşündüğümüz bu müze, bizi oldukça yanılttı. Müze Hırvatistan şarap tarihi, üzüm türleri ve şarap bölgelerine dair oldukça detaylı bilgiler sunuyor. Aynı zamanda müze gezisini tamamladıktan sonra 10 ile 100 EUR arasında çeşitlilik gösteren 7 farklı tadım menüsü ile birlikte tadım yapabilme olanağı da sağlıyor. Böylece teorik bilgi pratik bilgi ile pekişiyor 🙂 Müzenin bir diğer özelliği de Hırvatistan-Karadağ gibi ülkelerde son zamanlarda meşhur olan deniz altında yıllandırılan şarap örneklerini tadabilmeniz. Normal satışta fiyatı 340 EUR olan deniz altı amfora örneğinin de bulunduğu tadımlara erişim olması mükemmel bir hizmet. Müzenin çıkışında bulunan şarap satış kısmında ise bazı üretilerin kendisinden bile daha ucuza şaraplarını satın almak mümkün.

M’arden Dubrovnik

Neredeyse tamamen taştan oluşan bir şehirde 3 gün geçirdikten sonra, yeşillikler içerisinde tasarlanmış bir yerde oturabilmek bile mükemmel bir his 🙂 M’arden şarap barının kalitesi, hem mekanı hem de alternatif şarap menüsü ile öne çıkıyor. Diğer şarap barlarından oldukça farklı üzüm ve şarap türlerinin bulunduğu bu barda, Hırvatistan şaraplarına hakimiyeti arttırmak adına gelmek oldukça mantıklı. Özellikle butik üreticilerin kısıtlı sayıda ürettiği şarapları menüsüne alması ile bizi etkileyen bir nokta oldu.

Tercihimizi turuncu şarap tadımından yana kullandığımız bu mekandan oldukça mutlu ayrıldık.

Barka Tapas & Wine Bar

Menüsü diğer şarap barlarına göre daha kısıtlı olsa da, özellikle yiyecekleri için tercih edilebilecek bir mekan. Sahibi de oldukça hoş sohbet 🙂 Şaraplar hakkında detaylı sohbetler edebilmek mümkün. Kadeh olarak sunulan seçenekler: Toplamda 6 adet beyaz, 2 adet kırmızı, 1 adet rose, 1 adet de köpüklü şarap.

Bakus Wine Bar

Gittiğimiz en turistik şarap barıydı. Kesinlikle çok güzel dizayn edilmiş, sırf dizaynından ötürü bile uğranıp bir kadeh şarap içilebilir.

Kadeh olarak ilk denediğimiz şarap bozuktu. Sömelye, bu şarap böyle diyip bize içirmeye çalışsa da şansımıza sahibi oradaydı da paramız çöpe gitmedi 🙂

Tadım menüleri yok, kadeh seçenekleri de biraz kısıtlı. Ama ambiansı için bir kadeh şaraplık uğranabilir.

Wine Bar Skar

Şehre 15 dakikalık bir mesafede bulunan şaraphanelerinde butik üretim yapan bir üreticinin şarap barı. Dolayısı ile menüsünde sadece kendi şarapları var. Şaraphanelerinde ürettikleri tüm şarapları tadıp ve üretim süreçleri hakkında sohbet edebilme fırsatı bulduğumuz için bizi mutlu eden bir şarap barı oldu. Şaraplarıyla ilgili çok büyük bir beklentiye girmeden giderseniz mutlu ayrılacağınız bir mekan olacaktır:)

Tadım menüsündeki 3 şaraba ek olarak 2 adet de yine kendi üretimleri olan likör ikramında bulunmaları da oldukça inceydi.

Genel Yorumlar-Notlar

Hırvatistan şaraplarına dair genel gözlemlerimiz ve farklı bilgiler:

  • Ülke şarapçılığının uluslararası arenada çok duyulmamış olmasının en büyük sebebi yerel üzümlerin Hırvatça isimleri olduğunu dile getiriyorlar. Bu ilk başta biraz saçma gelse de, bazı üzümlerin telaffuzu gerçekten o kadar zor ki, birkaç kere içmenize rağmen insan alışamayabiliyor.
  • Ülkedeki en meşhur kırmızı şarap üzümü: Plavac Mali. Zinfandel’in atası olan Crljenak Kaštelanski üzümü ile Dobričić‘in çaprazlanması sonucunda oluşmuş. Ülkede en çok üretilen ve işlenen üzüm, yıllanmaya oldukça müsait ve çok lezzetli şaraplar yapılıyor. Bizim de bu gezideki favori üzümümüz oldu. Farklı apelasyonların bulunduğu bölgelere ismi Dingač ve Postup olarak geçse de, etikette bu isimleri gördüğünüzde, Plavac Mali aldığınızı bilebilirsiniz.
  • Güzel yapılmış Dingac’lar gerçekten muazzam. Yıllanmış bir Dingac’ın en büyük özelliği tütün aroması. Tanenleri 10-15 yıllık yaşlanmaya rağmen yapısını koruyor.
  • Plavac Mali sonrası, ülkede en meşhur olan 3 beyaz üzüm türü Grk, Posip ve Malvasia. Posip’ten genelde daha yumuşak içimli şaraplar yapılıyorken, Grk‘tan ise gövdeli beyazlar üretiliyor. Malvasia ise aromatik şarap sevenleri mutlu edecek bir üzüm.
  • Beyaz üzüm seçeneği oldukça bol, kırmızılarda Plavac Mali haricinde bir çeşit görmek çok mümkün değil.
  • Genel olarak restoranlarda çok çeşitli beyaz ve kırmızı şarap seçeneği bulunuyor. Bu bile aslında ülkenin şarap ülkesi olduğunu gösteren ayrıntılardan biri. Oldukça şık bir restoranın menüsünde Türk şaraplarından bile örnek gördük ki, bizi bu gezimizde en çok mutlu eden anlardan biriydi.

Favori Şaraplar

İçtiğimiz en favori 5 şarabımız şunlar oldu:

  1. Matusko, Dingac Royal Selection Barrique, Plavac Mali, 2013, Kırmızı Hırvatistan, Dingac: Burunda karamel, bisküvi, bebek bisküvisi, nugger dondurma. Olgunlaşmış siyah meyveler ve yoğun vişne. Damakta bütün aromalar burundaki yoğunluğunu koruyor. İçimi yumuşak ve yıllanma ile gelen aromalar damağı zenginleştiriyor. Özellikle bebek bisküvisi yiyor gibi bir hissiyat veriyor. Kokladıkça bile ağız sulandıran bir aroma yoğunluğu var. Mükemmel. 8/10
  2. Radovanovic, Heritage, Grk, Posip, 2019, Beyaz, Hırvatistan, Dalmatian Coast: Renk altın sarısı, burunda ıhlamur, bal, ıhlamur balı, olgun sarı meyveler. Aroma yoğunluğu etkileyici. Damakta hafif tuzluluk var, çok iyi olgunlaşmış. Gövdesi yüksek, bitişi uzun. Fıçı aromaları derinden isli ve tütsülü tatlar şeklinde kendini hissettiriyor. Dengeli bir kupaj. 7.75/10
  3. Edivo Navis, Mysterium From the Sea, Plavac Mali, 2016 Kırmızı Hırvatistan Dingac: Hırvatların meşhur deniz altında yıllanmış şarabı. Rengi deniz altında yıllanmamışa nazaran daha koyu. Burunda daha koyu meyveler. Fıçı karanfille hisediliyor ama baskın değil. Damakta yumuşak içimli, deniz altında yıllanmamışa göre çok daha hafiflemiş ve aromaları ön plana çıkmış. Denizin etkisi gerçekten hissediliyor. Baharatlılık yoğun, tanenler daha yoğun ama daha az köşeli. 7.5/10
  4. Ilocki Podrumi Principovac Traminac Izborna Berba Traminac (Gewurtzraminer), 2022, Beyaz-Tatlı, Hırvatistan, Continental Region: Burunda bal, ayva, güzel sarı olgun ve tatlı meyveler. Damakta çok hafif tatlılık var ama aromalardan gibi hissettiriyor. Aroma yoğunluğu güzel ve bitişi uzun. Tatlı şaraplarda derinden gelen hafif sirkemsi sert aroma mevcut ama kesinlikle rahatsız etmiyor. İçimi oldukça keyifli. 7.45/10
  5. Vinoteka Gracin-Kiridzija Kontra Babic, Plavac Mali 2012 Kırmızı Hırvatistan Dalmatian Coast: Burunda yıllanmadan gelen hafif salçamsı bir koku. Damakta tütün, kuru meyveler. Damakta tütün o kadar yoğun ki adeta tütün çiğniyormuş gibi bir his yaratıyor. Asidite çok yüksek, tanenler yüksek ama yumuşak, bitiş uzun. Yoğunluğu oldukça güzel. 7.45/10

Bonus: Barba & Gianni

Genelde şarap harici çok bir öneri yazmasak da, bu iki özel yeri yazmadan geçemedik. İki gün arka arkaya uğradığımız bu iki restoran/kafe, Dubrovnik’te mutlaka uğranması gereken yerlerden.

Barba, deniz ürünü sevenler için adeta bir cennet. Daha ağırlıklı kızartma-fast food konseptinde yemekler yapan restoranın deniz ürünlü hamburgerleri ve kalamar kızartması mükemmel. Karışık deniz tabağını pas geçmemekte fayda var.

Gianni ise süper bir tatlıcı/dondurmacı. Yediklerimiz o kadar iyiydi ki, fotoğraf bile çekmeden hüpletmişiz 🙂 Özellikle Black Forest isimli çikolatalı tatlısına bayıldık. Şarap tadımından acıkan bünyelerinizi bu mekanlarda şımartabilirsiniz:)

İngiltere’de WSET3 Eğitimi

Eğer ki henüz okumadıysanız; bu konuya giriş yazısı olan Fransa’da WSET2 Eğitimi yazımızı, bu yazıyı okumadan önce okumanızı tavsiye ederiz.

WSET3 sınav sonucunu taze almış bir çift olarak, bu eğitim/sertifika programı ile ilgili özellikle yurtdışı tecrübelerimizi özetlemek istedik.

  • Ülkemizde bu eğitimler bulunuyor mu?

Türkiye’de Oenotrian Wine School ve IWSA, WSET3 eğitimlerini İngilizce olarak veriyor. Talebin çok yoğun olmasından ötürü karaborsa olan bu eğitimlere kayıt olmak için sıkı bir takip gerekiyor 🙂

  • Neden yurt dışı eğitimi?

Ülkemizde maalesef ki ithal şarabın kısıtlılığı ve pahalılığı sebebiyle, yurt dışı eğitimlerinde şarap çeşitliliği daha fazla. Eğitimde bahsi geçen şarabın hemen sonrasında kadehimizde olması, teorik bilgiyi pratik ile besleyerek çok daha kalıcı hale geliyor.

  • Neden İngiltere?

WSET, İngiltere bazlı bir kuruluş, ana okulları da Londra‘da bulunuyor. Eğitimi oluşturan kuruluşun, eğitimi en iyi verebilecek yerlerden biri olduğunu düşündük 🙂 Fransa’da aldığımız bir önceki eğitim (WSET2) daha fazla Fransız şaraplarını ön plana çıkarmaya odaklı olduğu için, WSET3’te daha objektif olabileceğini düşündüğümüz İngiltere üzerinden ilerledik. WSET London School, bu konuda bizim beklentilerimizi fazlasıyla karşıladı.

Eğitim İçeriği

Eğitim programı seçenekleri, detaylı bir şekilde kendi web sitesi üzerinden incelenebilir. 5 farklı seçenekli zaman planlaması bulunuyor:

  • Day release course: Haftanın belirlenmiş bir günü 9:00-17:00 arasında tam gün olarak yapılıyor, sınav da dahil olmak üzere 6 hafta sürüyor. Londra’da yaşamayanlar için 6 kere gidiş gerektireceği için oldukça zor.
  • Consecutive (intensive) course: Sınav da dahil 6 gün boyunca 9:00-17:00 arasında yoğun bir program olarak yapılıyor. Eğitim programı fazlası ile zorlayıcı olsa da, yurt dışından gelecekler için zaman olarak en uygun program.
  • Evening course: Haftanın belirlenmiş bir günü 18:30-20:30 arasında toplam 16 haftada yapılıyor. İngiltere’de yaşamayan birisi için neredeyse imkansız bir program 🙂
  • Saturday course: Cumartesi günleri, 10:00-14:30 arası yarım gün olarak toplam 9 hafta boyunca yapılıyor. Bu program da İngiltere’de yaşamayanlar için uygun değil.
  • Enhanced online course: Online sınıf üzerinden 9 haftalık eğitimlerle birlikte tamamlanıyor. İçerisine şaraplar dahil değil, örnekleri öğrenciler kendileri temin ederek tadımları gerçekleştiriyorlar.

Consecutive (Intensive) Course

5 günlük 9-17 arası eğitim fazlası ile zorlayıcı olsa da, özellikle yurt dışından kısa süreliğine gelenler için maalesef ki uygun olan tek seçenek.

Eğitim aldığımız sınıflar genel olarak oldukça ferahtı

Pozitif Yorumlar

Aldığımız eğitimin en güzel yanlarından birisi, her gün farklı bir eğitmenin gelmesi oldu. 5 gün boyunca 5 farklı eğitmenden benzeri konuları dinlemek, farklı bakış açılarını da görebilmemizi sağladı. Ek olarak, her eğitime bir tane de gözlemci eğitmenin girerek sadece bütün gün boyunca ana eğitmenin anlatımları üzerinden not alması, WSET London School’ın eğitim kalitesine ne kadar önem verdiğini göstermiş oldu. Eğitmenlerin ara ara kendi aralarında çeliştikleri noktalar olsa da, bu bile aslında şarap dünyasının ne kadar derin ve komplike olduğunu gösteren noktalardan birisi oldu. Bir önceki eğitimimize kıyasla, tek eğitmen olması durumunda sadece o eğitmenin bakış açısı üzerinden bilgi edinme şansımız olduğu için çoklu eğitmene göre biraz daha kısıtlayıcı bir eğitim olabiliyor.

Eğitim boyunca sanırım en başarılı bulduğumuz kısım, eğitmenlerin tamamen objektif olması oldu. İngiltere, şarap yapımı konusunda daha çok yeni bir ülke olmasından ötürü; diğer bütün ülkelere karşı nötr yaklaşabiliyorlar. Fransa’da yaşadığımız biraz Fransız şarabı propagandasını burada yaşamamış olmak bizi sevindirdi 🙂 Hatta tam tersine, Fransızların yaptıkları gereksiz şarap elitliklerine bol bol gönderme yapmalarına bayıldık 🙂

Eğitim tadım setlerimizden bir örnek

Eğitimin başka bir başarılı yanı ise içeriğinde bulunan şaraplardı. 5 gün boyunca arka arkaya Dünya’nın farklı yerlerinden gelen birbirinden kaliteli 80’den fazla şarabı içmek; hem damağımızı geliştirmek için süper bir fırsat oldu, hem de tam anlamıyla bir damak ziyafeti yaşamış olduk. Özellikle seçilen şarapların, eğitim içeriğini birebir takip etmesi, oldukça takdirimizi topladı. Eğitimde üzerinde durulan bölgelerden neredeyse hiçbiri pas geçilmedi. Özellikle bazı bölgelerde 2 farklı benzer örneğin (Sofralık üretilmiş bir Avustralya Shiraz’ı vs üst segment üretilmiş bir Avustralya Shiraz’ı gibi) arka arkaya tadımını yapabilmek, kıyaslama ve damak kalibrasyonu yapabilmek açısından iyiydi.

Negatif Yorumlar

Fransa’da aldığımız WSET2 eğitiminde, 3 günlük olan benzeri yoğunluktaki bir kursta, özellikle bir gün içerisinde neredeyse sayısı 20’yi bulan şarap tadımlarını yapmakta ara ara zorlansak da, yine de kurs totalinde idare edebilmiştik. Fakat WSET3 için gerek kurs içeriğinin fazlası ile yoğun olması, gerekse +2 gün daha fazla şarap tadımı ve eğitim yorgunluğunun olması, totalde canımızı çıkardı diyebiliriz 🙂 WSET2 için Paris’e gittiğimizde kurs akşamlarında şehri gezerek bir yandan eğitimi geziye de çevirebilmişken, Londra’da neredeyse bütün akşamlar otele erken dönüp çalışmak zorunda kaldık.

Eğitim içeriği ise maalesef fazlası ile ezbere dayanıyor. Özellikle tadım kısmında, şarap spesifik yorumlar yapmak yerine, öğrencileri daha iyi kalibre edebilmek adına şaraplarda bulunan üzümlerin ve şarapların geldiği coğrafyaya göre değerlendirip yorumları hep onun üzerine yapıyorlar. Herhangi bir şişenin diğerlerinden farklı olgunlaşma ihtimali pas geçiliyor, genelde göstermesi gereken özellikleri göstermeyen şaraplar sırf spesifik bir bölgeden geldiği için farklı yorumlanabiliyor. Tadım bölümlerinde farklı ihtimaller çoğunlukla hiç değerlendirilmeden direkt olarak pas geçilebiliyor, ya da çok farklı veya özel gelen bir kokunun sebebine derinlemesine inilmeden direkt olarak pas geçilebiliyor. Kör tadımda belki çok daha farklı yorumlanabilecek şaraplar, sırf daha pahalı ya da özel bir bölgeden geldiği için olumlanabiliyor. Örnek üzerinden gitmek gerekirse ucuz bir Avustralya Shiraz’ı, sırf basit yapıldığı için fiyat/performans olmasına rağmen “Good” olarak tanımlanırken, Pauillac bölgesinden gelen bir Grand Cru, bütün sınıfın beklentileri karşılamamasına rağmen sırf Grand Cru olduğu için totalde “Exceptional” olarak tanımlanıyor.

Teorik eğitim kısmı ise sınıf içi eğitimlerde çok hızlı atlanıyor. Bir öğrencinin sadece dersler üzerinden sınavı geçebilmesi neredeyse imkansız. Zaten bundan kaynaklı olarak, kursa başlamadan önce en az 40-50 saatlik bir ev çalışması gereklilik olarak belirtiliyor. Normal şartlarda kitapta bulunan bütün konuların hakkını vererek yapılacak bir eğitimin en az 9-10 tam gün sürmesi gerekiyor. Bu açıdan düşünülünce, eğitim içeriğine göre dersler çok hızlı geçiyor. Aynı şekilde, WSET2 eğitimi ön şart olduğu için, orada işlenen konular sınıf içi eğitimlerde çok daha hızlı bir şekilde atlanıyor. Bundan ötürü eğer ki vaktiniz olursa, eğitim öncesinde WSET2 eğitim içeriğinin yeniden üzerinden geçmekte fayda var.

Özet

Özet olarak, 5 günlük consecutive eğitim fazlası ile zorlayıcı bir eğitim olsa da, özellikle tadım konusunda çok iyi damak geliştiriyor. Özellikle seçilen şaraplarda gerçekten paradan kaçınılmamış olması takdiri hak ediyor.

Sınav

Sınav, WSET2’ye göre oldukça zor. Toplam 3 aşamadan oluşuyor ve yaklaşık 3 saat sürüyor.

Sınav günü heyecanı

Teorik-Test: 50 adet çoktan seçmeli soru bulunan bu kısım, WSET2’den alışık olduğumuz formatta. Yine WSET2’de olduğu gibi çok basit sorular varken, oldukça detay sorular da bulunuyor. Geçme puanı %55 olduğu için sınavın geçmesi en kolay kısmı.

Teorik-Yazılı: Sınavın en zor kısmı. Toplam 4 ana sorudan oluşan bu yazılı kısımda çıkan sorular çok detay bilgi gerektiren konulardan oluyor. Cevap olarak ise çok spesifik tanımlamaların kullanılması isteniyor. Yani cevabından emin olmadığınız bir konuda fikir yürüterek ya tutarsa diyerek uzun uzun cevap yazmanın hiçbir faydası olmuyor 🙂

Bir de toplamda 4 soru olarak geçse de, bu soruların hepsinde 6-8 arası alt şık bulunuyor. Yani totalde 20-30 arası cevaplanması gereken soru bulunuyor. Geçmek için diğer bölümlerden bağımsız olarak bu bölümden de %55 almanız gerekiyor. İki teorik kısmın süresinin birlikte tutulması da zaman yönetimini oldukça önemli kılıyor. Yazılı kısım oldukça vakit aldığı için, test kısmını olabildiğince en hızlı şekilde çözerek bitirmek gerekiyor.

Kör Tadım: 1 adet beyaz, 1 adet kırmızı olmak üzere toplam 2 şarabın tadımının yapıldığı sınavda; asidite, gövde, alkol, tanen, aroma profilleri gibi tahlillerin ne kadar doğru yapılabildiği test ediliyor. Eğer ki sınavda basit bir beyaz, komplike bir kırmızı şarap gelirse çok şanslısınız; çünkü bunu ayırt etmesi çok daha kolay. Ama özellikle basit ama çok da kötü durumda olmayan bir kırmızı şarap gelirse, o zaman tamamen yanılma şansınız da var 🙂

Eğitimin 4. gününde yapılan tadım sınavı pratiğinde, 2 ters köşe şarap koymaları sonucunda sınıfın yarısının kalıp yarısının da ucundan geçtiği bir sonuç üzerine, tadım sınavı üzerine sınıf olarak kara kara düşünmeye başlamıştık. Böyle bir korkunun üzerine, son 2 günümüzün akşamlarını şarap barlarında bol bol şarap tadımı yapmaya harcadık. Hocalarımızın da tavsiyesi ile birlikte, tadım sınavı öncesinde en basit sayılabilecek bir beyaz (Pinot Grigio) ve bir kırmızı (Fransa’nın en ucuz şaraplarından bir kupaj) tadarak kalibrasyonumuzu yapmayı da ihmal etmedik. Gerçekten faydasını gördüğümüz bu taktiği sınava girecekler kişilere kesinlikle tavsiye ederiz.

Favori Şaraplar

Eğitim boyunca Dünya’nın bambaşka bölgelerinden şaraplar içmiş olsak da, içtiğimiz bu güzel şaraplara haksızlık etmemek adına favori listemizi de yapmayı ihmal etmedik.

İçtiğimiz en favori 6 şarabımız şunlar oldu:

  1. Domaine de la Vieille Julienne, Les Trois Sources Châteauneuf-du-Pape, Grenache, 2016, Kırmızı, Fransa, Châteauneuf-du-Pape: Burun ve damakta çok farklı şekilde tanımlanabilecek aromalar var. Kompleks, konsantre, üçüncül aromalar fazlasıyla hissediliyor. Tam anlamıyla mükemmel. 7.75
  2. Cillar de Silos, Torresilo Ribera del Duero, Tempranillo, 2020, Kırmızı, İspanya, Ribera del Duero: Burunda ve damakta kırmızı-siyah meyve kombinasyonu var. Damakta burunda olduğundan çok daha iyi. Tanenler kadifemsi, kompleksitesi yüksek. Bitişi en uzun içtiğimiz şaraplardan. 7.70
  3. Glaetzer, Bishop Shiraz, 2020, Kırmızı, Avustralya, Barossa Valley: Burunda siyah meyveler, meyan kökü, karabiber. Damakta aroma konsantrasyonu çok yüksek. Fıçı derinden geliyor, entegrasyonu güzel. Kompleks. Yıllandıkça daha çok üçüncül geliştirme potansiyeli var. Kesinlikle yıllandırarak denenmeli. 7.60
  4. Disznókó, Tokaji Aszú 5 Puttonyos, Furmint, 2013, Tatlı, Macaristan, Tokaji: Kompleksite muazzam. Aroma konsantrasyonu çok yüksek. Kayısı, pişmiş elma, bal, her şey var. Burundaki yoğunluk üst seviye. Damakta tatlılık seviyesi asidite ile dengelendiği için hiç rahatsız etmiyor, gövdesi yüksek ve uzun bitişli. 7.60
  5. E. Guigal, Côte-Rôtie Brune & Blonde de Guigal, Syrah, 2018, Kırmızı, Fransa, Northern Rhone: Burun ve damaktaki aroma konsantresi çok güzel. Tanenler biraz köşeli hissettirse de potansiyeli çok yüksek. Yıllandıktan sonraki değişimini çok merak ettik. Klasik bir syrah karakteristiğine sahip: siyah meyveler ve baharatlar, karanfil, karabiber, meyan kökü. 7.60
  6. Cloudy Bay – Sauvignon Blanc 2023 Beyaz Yeni Zelanda Marlborough: Burunda full tropik meyveler baskın, özellikle ejder meyvesi çok yoğun hissediliyor. Damakta aromaların yoğunluğu yüksek. Kompleks, temiz, aromatik. Bugün içmek için mükemmel bir şarap. 7.55

Fransa’da WSET2 Eğitimi

Şarap diyince herkesin aklına gelen ilk ülke şüphesiz ki Fransa’dır. Biz de şarap dünyasına gönlümüzü kaptırdığımızdan beri, keşfetmek için can attığımız coğrafyalardan birisi Fransa oldu. Şarap bilgimizi profesyonel eğitimler ile birlikte geliştirmeye karar verdiğimizde; eğitimimizi tabii ki ilk olarak Fransa’da alabilir miyiz diye araştırmaya başladık. Hem turistik açıdan doyuruculuğu, hem de İngilizce eğitim opsiyonu sağlaması ile birlikte, eğitimimizi Paris’te almaya karar kıldık.

The Wine School Paris‘te aldığımız WSET2 eğitiminin detaylarını anlatmadan önce, WSET sertifikasyonu hakkında hiç bilgisi olmayanlar için kısaca WSET nedir özetleyelim.

WSET

Wine & Spirit Education Trust, 1969 yılında İngiltere’de alkollü içkilerin ithalatı, dağıtımı ve perakendesinde uzman kişilere olan ihtiyacı gidermek üzerine eğitimler vermek amacı ile kurulmuş bir eğitim kurumudur. İngiltere, şarap üretimi açısından Dünya’da çok küçük bir paya sahip olsa da, şarap ticareti ve şarap uzmanlarının yetişmesi konusunda Dünya liderlerinden birisi. Günümüzde de WSET, sadece şarap değil farklı alkollü içecekler (bira, viski, sake vb.) üzerine de uzmanlık eğitimleri düzenliyor.

WSET şarap eğitimleri, 4 seviye olarak planlanmış ve her bir aşama ayrı olarak sertifikalandırılıyor. Şarap eğitimine yeni başlayan kişiler için şarap dünyasına bir giriş niteliğinde olan ilk seviye WSET1, temel şarap türlerini ve tarzlarını keşfetmeyi amaçlıyor. Eğer ki şarap dünyasına sıfırdan başlıyorsanız, bu sertifika tam size göre. Eğer ki hali hazırda yiyecek/içecek sektöründe çalışıyorsanız ya da uzun zamandır şaraba ilginiz varsa WSET1’i pas geçerek direkt olarak WSET2 eğitimini alabilmeniz mümkün. WSET2 almak için herhangi bir ön şart bulunmuyor. Biz de şarap genel kültürümüze güvenerek direkt olarak WSET2’den başlama kararı aldık.

İkinci seviye olan WSET2; şarap yapım süreçleri, dünyadaki temel şarap bölgeleri ve sistematik şarap tadımı konularına odaklanıyor. Bu aşamanın en güzel yanı, dünya şaraplarını yakından tanıma fırsatı vermesi. Eğitim boyunca anlatılan teorik bilgileri, aynı bölgelerden seçilen şarap seçkileri üzerinden yapılan şarap tadımları ile birlikte pratik olarak da deneyimlemek çok keyifli.

WSET2 ve WSET3 Sistematik Tadım Çizelgeleri

Paris’te WSET2 Eğitimi

The Wine School Paris, oldukça merkezi bir konumda yer alması ile birlikte ulaşımı kolaylaştırırken, minik bir Paris gezisi yapmaya da imkan veriyor.

The Wine School Paris’in bulunduğu tarihi bina

Paris’te WSET eğitimi almanın en güzel yanlarından birisi, bir yandan eğitimi alırken bir yandan da zengin şarap menüsüne sahip Fransız restoranlarında şaraba doyabilme fırsatı bulmanız. Gerek WSET eğitiminde içtiğimiz 48 farklı şarap ile, gerekse gezimiz boyunca farklı mekanlarda içtiğimiz güzel şaraplar ile birlikte, 5 günlük gezimizde şaraba tam anlamıyla doyduk diyebiliriz.

The Wine School Paris eğitim sınıfı

Minik bir sınıfta aldığımız eğitimin dilinin İngilizce olması sebebiyle, sınıfımızdaki herkes bizim gibi çok ulusluydu. Eğitmenimizin İranlı, sınıfı paylaştığımız diğer öğrencilerin ise Hintli, Tayvanlı, Amerikalı, Rus, Fransız ve Vietnamlı olması ile, tam anlamıyla bir kültür değiş tokuşu yaptık diyebiliriz.

Katıldığımız eğitimin programı, 3 gün boyunca saat 10:00-18:00 arasında tam gün olarak yapıldı. 3. günün sonunda ise 1 saatlik bir sınav ile birlikte eğitim sona erdi.

Eğitimden artakalan zamanlarımızda, Paris sokaklarının ve şarap barlarının tadını çıkardık. İlginç bir şekilde şarap barı sayısı oldukça az olsa da, Paris’te bulunan neredeyse bütün restoranlarda kadeh olarak farklı 6-10 adet şarap tadabilmek mümkün.

Sınav

WSET2 sertifikasında, programı başarı ile tamamlayabilmek için eğitimin sonunda yapılan çoktan seçmeli bir sınavı geçmeniz gerekiyor. 50 sorudan oluşan bu sınavı tamamlamak için sadece 1 saatiniz var. İlk başta biraz göz korkutucu gelse de, sınavı geçmek için sadece %55’i geçmeniz yeterli. Bundan kaynaklı olarak zaten %90 gibi bir başarı skalası mevcut.

3 günlük eğitimin ardından girdiğimiz sınavın sonuçlarını 6 hafta kadar beklemek zorunda kalsak da, şarap ile ilgili ilk profesyonel sertifikamızı almanın mutluluğu harikaydı.

Sertifikayı kapan Alp Ailesi 🙂

WSET3

Eğer WSET2 ağzınıza bir parmak bal çaldıysa ve devamını istiyorsanız, merak etmeyin devamı var 🙂 WSET3 ile şarabın dünyasına daha derinlemesine bir giriş yapabilmek mümkün. Dünyadaki şarap bölgelerinin özelliklerini (İklim, toprak, coğrafya) çok daha detaylı öğrenirken, bu özelliklerin şaraplara nasıl yansıdığını anlamak bu aşamanın temel konusu. Buna ek olarak farklı şarap yapım tekniklerinin şaraba olan etkisi de detaylı bir şekilde işleniyor.

Teorisi bol olduğu için diğer seviyelerin aksine bu aşama yazılı sınavı ile eğitimleri alanların gönlüne korku düşürüyor 🙂 Ayrıca bu aşamada kör tadım sınavı da yapılarak, sadece teorik kısım değil, pratikteki şarap bilgisi de test ediliyor.

Bu aşama ve sonrasında gelen WSET4 (Diploma) şarap ile profesyonel anlamda ilgilenenlere yada tabiri caizse şarap kurdu olan kişilere hitap ediyor. Daha bu seviyeye geçmeye şimdilik cesaret edemesek de, umarım onun yazısını da yazacağımız günler gelir:)

Favori Şaraplar

Eğitim boyunca Dünya’nın bambaşka bölgelerinden şaraplar içmiş olsak da, içtiğimiz bu güzel şaraplara haksızlık etmemek adına favori listemizi de yapmayı ihmal etmedik.

İçtiğimiz en favori 5 şarabımız şunlar oldu:

  1. Dominique Laurent, Chablis 1er Cru ‘Fourchaume’, Chardonnay, 2019, Beyaz, Fransa, Chablis: Burunda aroma profili oldukça yüksek, olgun sarı meyveler, ve geriden tropik meyveler hissediliyor. Damakta asiditesi yüksek, aroma yoğunluğu yüksek ve  kompleks bir şarap. 7.6/10
  2. Francois Villard, Côte-Rôtie Le Gallet Blanc, Syrah, 2018, Kırmızı, Fransa, Cote Rotie: Fazlası ile kompleks, siyah meyvelerin ön planda olduğu, aroma  konstantrasyonu yüksek olan bir şarap. 7.5/10
  3. La Ferme Du Mont, Mademoiselle Du Mont AOP, Shiraz, Grenache, Mourverde, Carignan, 2021, Kırmızı, Fransa, Cotes du Rhone: Çok zarif bir şarap, dengeli ve  komplex aromalara sahip, genç olmasına karşın içimi çok iyi. 7.45/10
  4. Château Fonroque, Château Cartier Saint-Émilion Grand Cru, Merlot, 2015,  Kırmızı, Fransa, Saint-Emilion: Güzel gelişmiş bir şarap. Burunda olgun meyveler baskın, tanenleri yumuşamış, damakta dengeli ve kompleks bir şarap, 7.45/10
  5. Roc de Calon, Les Terrasses Montagne-Saint-Émilion, Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Merlot, 2021, Kırmızı, Fransa, Saint-Émilion: Burunda olgun ve kuru meyveler. Damakta zarif ve kompleksitesi yüksek. Aromaları burun ve damakta oldukça yoğun. 7.45/10

Ek Bilgiler:

Konu ile ilgili WSET’in ve farklı eğitim kurumlarının kendi websiteleri üzerinden daha detaylı bilgi elde edinmek isterseniz:

Her bir aşama için ayrıntılı bilgi:
https://www.wsetglobal.com/tr/turkish-qualification-landing-page/

WSET 1: https://www.wsetglobal.com/media/11682/wset_l1wines_spec_en_jun2022_issue12.pdf
WSET 2:
https://www.wsetglobal.com/tr/turkish-qualification-landing-page/level-2-award-in-wines-tr/ https://www.wsetglobal.com/media/13167/wset_l2wines_specification_en_may2023_issue2.pdf
WSET 3:
https://www.wsetglobal.com/media/11731/wset_l3wines_specification_en_highres_may2022_issue2.pdf
WSET4: https://www.wsetglobal.com/media/12181/wset_l4wines_specification_en_aug2022.pdf

Dünya’nın farklı yerlerinde eğitimi alabileceğiniz yerler:
https://www.wsetglobal.com/where-to-study/

Türkiye’de eğitimi alabileceğiniz kurumlar:
IWSA: https://www.iwsa.com.tr/programlar/wset-sarap-yeterlilik-programlari/
Oenotrian Wine School: https://oenotrian.com/wineschoolturkey/

Bizim eğitimlerimizi tamamladığımız okullar:
The Wine School Paris
: https://www.thewineschool.fr/ (WSET 2)
WSET School London: https://www.wsetglobal.com/wset-school-london/ (WSET 3)

The Wine School Paris‘te eğitim almak için daha detaylı bilgiler:
Program: https://www.thewineschool.fr/programmes?lang=en
Ücretler ve online rezervasyon: https://www.thewineschool.fr/book-online?lang=en&category=40ee4a77-b83e-4714-9ff4-faf738bf6ba2


Londra Şarap Barları (İngiltere)

WSET3 eğitimi için planladığımız 1 haftalık Londra seyahatimizde, akşamlarımızı tabi ki boş geçmedik. Hem damağımızı sınava hazırlamak ( 🙂 ) hem de yeni keşifler yapmak için Londra’da bulunan şarap barlarını olabildiğince keşfetmeye çalıştık. Aldığımız eğitimin yoğun bir çalışma gerektirmesi bu keşifleri zora soksa da, en azından 4 adet şarap barına uğrama fırsatı bulabildik ve Londra’nın sunduğu seçenekler ve şaraba verdikleri önem ile şarap severler için neden önemli bir yerde bulunduğunu tecrübe etmiş olduk.

İlk araştırmalarımızda bizi çok şaşırtan bir nokta, Londra’da bulunan şarap barlarının fazlalığı oldu. Örnek olarak, sadece WSET okulu çevresinde bulunan şarap bar yoğunluğu:

Yürüyüş mesafesi ile yaklaşık 30 dakikalık bir çember içerisinde bulunan şarap barları
Kaynak: Google Maps

Londra, gerek şarap barı sayısı gerek dünyanın her yerinden bulunan şarap çeşitliliği ile bir şarap sever için tam anlamıyla cennet gibi. Paris’te yaşadığımız şarap barı eksikliğinin üstüne burada adeta hayran kaldık. İngilizler içmeyi çok sevdiği için bar sayısı inanılmaz fazla, bunların içerisinde sadece şaraba yoğunlaşmış olanların sayısı da küçümsenemeyecek seviyede. Gelecek seyahatlerimizde, sadece bu şarap barlarını keşfetmek üzerine bir tatil planı yapmak için notlarımızı aldık.

Uğrama fırsatı bulduğumuz ve bir sonraki ziyaretimizde kesinlikle uğramayı planladığımız şarap barları (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Bedales of Borough Market

Pazartesi günü, önceden araştırıp seçtiğimiz çoğu şarap barının kapalı olması üzerine, rotamızı ender açık olan yerlerden birisi olan Bedales of Borough Market’a çevirdik. Mekan, genellikle İngilizlerin takıldığı oldukça lokal bir şarap barıydı.

Menülerinde toplam 20 adet kadeh şarap seçeneği bulunan bu şarap barında İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz gibi farklı ülkelerin yanı sıra Gürcistan, Bulgaristan gibi daha az erişilebilir şarapları da bulabilmek mümkün.

Mekanın çeşitli şarap menüsü, bütün ürünlerden kadeh servisi yapılması mutluluk verici

Kadeh olarak Prosecco, Champagne ve Cremant d’Bourgogne seçeneklerini aynı anda servis eden ender gördüğümüz yerlerden birisi olması da ekstra hoşumuza gitti. Champagne ve Cremant d’Bourgogne sipariş ederek birbiri ile kıyaslama yapma fırsatı bulduk.

Mekanın hızlı servisi ve atıştırmalıklarını oldukça beğendik. Ahtapot ve sosisi birlikte şiş olarak getiren, aranciniyi ise safranlı yaptıkları bu mekanda lezzetlerin hepsi orijinal ve oldukça lezzetliydi. Özellikle Pazartesi günü bir şarap barına uğramak istiyorsanız, burası doğru bir tercih olabilir.

Mekanın dıştan görünüşü

Vagabond (Monument Şubesi)

Seyahatimiz boyunca açık ara gittiğimiz en iyi şarap barı olan bu mekanda, içecek servisi tamamen self-servis. Neredeyse 300 farklı çeşit şarabın, şarap dolaplarından self-servis olarak alınabileceği mekanda; kadehlerinizi 25ml, 125ml, 175ml’lik seçeneklerle doldurabiliyorsunuz. En uygunundan en pahalısına kadar farklı segmentten birçok şarabı içerisinde bulunduran mekan, şarap severler için damaklarını geliştirme fırsatı bulabilecekleri tam bir eğitim mekanı. Özellikle Hermitage, Chateaneuf-du-Pape gibi premium şarapları kadeh olarak servis ediyor olmalarına bayıldık. Londra’ya yolunuz düşmesi durumunda uğramanızı şiddetle tavsiye ederiz.

Vagabond’un iç mekanı

Farklı lokasyonlarda da aynı franchise konseptiyle benzeri mekanları bulabileceğiniz Vagabond’un en fazla seçenek olan şubelerinden birisi Monument şubesi.

Vagabond (Charlotte Street Şubesi)

Vagabond Monument’ten fazlası ile memnun kalmamız üzerine, Soho civarında gezerken birer kadeh şarap içmek için uğradığımız bu mekan, bize Vagabond Monument’i fazlası ile arattı. Mekan olarak daha küçük olması ve biraz havalandırma problemi bulunması bizim için olumsuz yönleri oldu. Yine de yaklaşık 100 adet civarı şarap çeşidinin bulunduğu bu mekanın bahar ve yaz aylarında daha keyifli olacağı kesin. Özellikle kış günleri için havalandırma problemi sebebiyle zor bir tercih olabilecek bu mekan, eğer ki Monument veya başka bir şubeye çok uzaksanız, yine de konsepti tecrübe etmek için gitmeye değer.

Baccalà Seafood & Wine Restaurant

Ana işletme konsepti restoran olsa da, Baccala şarap menüsüne çok özenmiş bir mekan. Haftalık olarak değişen kadeh şarap menülerinde yaklaşık 10 adet farklı seçenek bulunuyor. Şişe menüleri ise oldukça zengin. Konsept İtalyan mutfağı olduğu için, sadece İtalyan şarapları bulunuyor. Menüde şarapların geldiği bölgeler de ayrıntılı bir şekilde anlatılmış.

Şarap menüsünde şarapların geldiği bölgeler detaylı bir şekilde anlatılıyor

İtalyan ve Türk bir çiftin sahibi olduğu bu restoranda, biz gittiğimizde bir adet Türk garson da çalışıyordu.

Gerek yemeklerinden, gerekse ortamından fazlası ile memnun kaldığımız restoranı, özellikle leziz deniz ürünleri için ziyaret etmenizi öneririz.

Yemeğinizi beklerken yada şarabınızı yudumlarken şarap kitaplarını da okumak mümkün
Fiyatları biraz pahalı bulsak da, özellikle kalamar ve deniz ürünlü makarnayı fazlası ile beğendik.

Trivet

Milli gururumuz olan, ilk ve şimdilik tek Türk Master of Sommelier İsa Bal’ın ortağı olduğu, taze 2 Michelin yıldızlı (Biz gittiğimizde daha 1’di 🙂 ) restoran olan Trivet’te de bir akşam yemeğimizi yedik.

Taze WSET3’lüler olarak, şarap menülerini incelerken inanılmaz keyif alsak da, seçim yapmakta fazlası ile zorlandık, çünkü seçenek sayımız çok ve seçenekler mükemmel 🙂

İran’dan Kanada’ya kadar, dünyanın her yerinden şaraplara erişebileceğiniz Cellar isimli bu şarap menüsü, adeta şarap listelerinin kutsal kitabı diyebileceğimiz kadar zengin. Menü, şarabın tarihsel akışını ülkelerin isimleri ile birlikte göstererek başlıyor.

İngiltere’de kadeh Türk şarabı içebileceğiniz ender mekanlardan birisi olan bu restoranda hem beyaz hem de kırmızı şişe seçeneklerinde Gürcistan-Ermenistan-İran-Türkiye ülkeleri listenin başında bulunuyor. Bu da şarabın tarihine ne kadar önem verdiklerini gösteren noktalardan birisi olarak göze çarpıyor. İncelemek isteyenler, menünün online versiyonuna buradan erişebilirler.

70 sayfalık, adeta bir kitap olan bir şarap menüsü: Cellar
Trivet’te bütün farklı şarap konseptleri için farklı şarap kadehleri bulunuyor, kadehler ise Paşabahçe’den.

Genel Yorumlar-Notlar

  • Perşembe-Cuma-Cumartesi günleri mekanlar inanılmaz kalabalık. Özellikle mesai bitişlerine denk gelen saatlerden itibaren (17-18) mekanlarda yer bulabilmek imkansız hale geliyor. Perşembe günü saat 18:15 itibariyle gezdiğimiz en az 5-6 adet şarap barının (Bir tanesinin kapasitesi çok büyük olmasına rağmen) hepsi doluydu. Saat biraz daha geçtikten sonra mekanlar boşalmaya başlasa da, Cuma ve Cumartesi günleri kalabalık çok daha fazla. Bu nedenle özellikle yoğun günler için rezervasyon yaptırmak şart.
  • Eğer seyahatiniz Pazartesi gününe denk geliyorsa, gitmek isteyeceğiniz mekanların çoğu kapalı olabilir. Google Maps’te neredeyse bütün mekanların açılış-kapanış saatleri güncel olarak bulunuyor. Bir mekana gitmeden önce açık olup olmadığına bakmanızı öneririz.

Favori Şaraplar

Bu barlarda dünyanın farklı yerlerinden bir çok şarap içmiş olsak da, bazı içtiğimiz şaraplar o kadar iyiydi ki, favori listemizi de eklemeden yapamadık.

İçtiğimiz en favori 3 şarabımız şunlar oldu:

  1. Clos des Papes (Paul Avril), Châteauneuf-du-Pape, Syrah, 2017, Kırmızı, Fransa Châteauneuf-du-Pape: Damaktaki aroma yoğunluğu üst düzey. Siyah, kuru meyveler, kuru et, orman zemini. Üçüncül aromalar çok güzel oluşmuş. Bitişi şimdiye kadar içtiğimiz en uzun şaraplardan birisi. Tarzı mükemmel. 7.9/10
  2. Gallimard Père & Fils, Cuvée de Reserve Blanc de Noirs Champagne Brut N.V., Pinot Noir, Köpüren Şarap, Fransa, Champagne: Burunda ekmek, maya kokuları hakim. Rengi açık, köpüklülük oranı normal şampanyaya göre biraz daha az. Damakta dolgunluğu güzel, hafif olgun elmalar, kalıcılık uzun, gövde yüksek. Dengeli ve keyifli içim. 7.5/10
  3. Cune (CVNE), Gran Reserva, Tempranillo, 2017, Kırmızı, İspanya, Rioja: Burunda kokular kompleks, damakta biraz fıçısı ilk başta fazla gelse de açıldıkça dengelendi. Güzel bir yemek eşlikçisi, dengeli bir şarap. 7.35/10

İngiltere Şaraphaneleri (Kent, East Sussex)

WSET3 eğitimi için planladığımız 1 haftalık Londra seyahatimizde, İngiltere’ye kadar gelmişken, dünyanın en yeni şarap bölgelerinden birisi olan bu coğrafyayı keşfetmekten geri durmadık.

İngiltere, her ne kadar şarapla yeni yeni küresel ısınmanın etkileriyle anılmaya başlanmış olsa da, aslında buradaki şarap tarihi çok eski. M.S. 1. yüzyılda İngiltere’yi işgal eden Romalılar yerel iklimin ve toprağın üzüm yetiştirmeye yönelik potansiyelini fark etmişler ve bölge genelinde üzüm bağları kurmuşlar. Şarap üretimi uzun yıllar bölgede devam etse de, özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşları’nın etkileriyle birlikte şarap üretimi sekteye uğramış, ülke çapında önemini kaybetmesi ile birlikte ülkedeki üzüm bağları sökülmüş. 1970’lerde ise sektör yeniden canlanmaya başlamış. 1988 yılında Nyetimber‘ın kurulması ile birlikte inanılmaz bir ivme yakalanmış. Günümüzde ise Birleşik Krallık sınırları içerisinde 900’den fazla şaraphane bulunuyor.

Kısıtlı vaktimizi efektif bir şekilde kullanabilmek adına, English Wine Tasting Tours tur acentasından kapalı-özel bir tur rezervasyonu yaptık. Bahar ve yaz aylarında, daha uygun fiyatlara her hafta sonu açık turlar da düzenleyen bu firmadan bütün gezimiz boyunca fazlası ile memnun kaldık. Özellikle rehberimiz Justin, gezinin her anında bizimle çok ilgilendi.

Uğrama fırsatı bulduğumuz şaraphaneler ve diğer turistik gezi noktaları (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Wayfarer Wines

Şimdiye kadar dünyada ziyaret ettiğimiz en butik üreticilerden birisi olan Wayfarer, bir aile işletmesi. Baba Jeff Ashford’ün hayali olan bu şaraphane fikrini çocuklarıyla paylaşması ile birlikte, 2 çocukları ile birlikte bu işe girişmişler. Günümüzde yıllık 3000-5000 şişe arası bir üretime sahipler. Toplam 7 dönüm arazi içerisinde 3000 adet asmaları var. Binaları ise küçük bir konteyner gibi, inanılmaz butik. Üretim tesisleri yok, şarap üretimi süreçlerinde halihazırda olan şarap üreticileriyle çalışıyorlar.

Sadece Cuma-Pazar günleri arası açık olan bu işletmede 5 kadeh şarap ve peynir eşleştirmesi toplam 25£. Toplamda 3 beyaz (Pinot Gris, Chardonnay, Bacchus), ve 2 rose (Pinot Noir-Sek, Pinot Noir-Hafif Tatlı) şarap tattığımız bu mekanda, İngiliz şaraplarının klasik özelliklerini (yüksek asit, düşük-orta gövde) tecrübe edebilmek mümkün. Almanya’da çok meşhur olan ve soğuğa dayanıklılığı nedeniyle tercih edilen Bacchus üzümünü böylece ilk defa denemiş olduk 🙂

Tamamen çim kaplı, yeni dikilmiş Wayfarer Bağları

Woodchurch Wine

Wayfarer ile yaklaşık 5 dakikalık araba mesafesinde olan Woodchurch, gezimizdeki ikinci durağımız oldu. 3 adet köpüklü, 3 adet normal olmak üzere toplam 6 farklı şaraba sahip olan bu şaraphanede 3x50ml’lik şarap tadım menüsünün fiyatı 12.5£. Wayfarer’a göre biraz daha büyük olan bu tesisin, mükemmel manzaralı bir balkonu ve bahçesi var.

Tadım anlatımı sırasında özellikle şaraphanenin de sahibi olan Graham’ın kendi şarabına olan ilgisi ve hakimiyetine hayran kaldık. Anlatım boyunca üretim sırasındaki en ince detaylara kadar bizimle paylaştı. Şarabın ilk fermantasyonu başka tesislerde tamamlanırken, özellikle köpüklülerin olgunlaştırılma aşaması için kendi tesislerini kurmuşlar, yani üretimlerinin yarısını kendi tesislerinde yapıyorlar.

Şaraba daha deneysel yaklaşan, farklı üzümleri birlikte fermente etme gibi farklı teknikleri de deneyen bu üreticiye, vaktiniz olursa hem hoş sohbetleri hem de lezzetli şarapları için kesinlikle uğramanızı öneririz.

Balfour Winery

Bölgede gittiğimiz en büyük üretici Balfour oldu. Denizli’de bazı şaraphanelerde görmeye alışık olduğumuz, üretim tanklarının bina dışında olmasını burda da görmemizle bayağı bir şaşırdık. Yeterli alan olmamasından kaynaklı yapılan bu tasarımın buradaki problemi tabi ki sıcaklık değil, soğukluk 🙂 Şarapların olgunlaşmaya devam edebilmesi için özellikle kış aylarında ısı ayarı yapılabilen tanklar kullanıyorlar.

Mekan olarak en şık ve en büyük olan bu üreticinin sunumları ve ortamı gerçekten harikaydı.

Bir çok farklı tadım seçeneğine kendi web sitelerinden erişebileceğiniz bu şaraphaneye, özellikle İngiliz kırmızı şarabı içmek için uğramanızı kesinlikle öneririz. Güzel manzarası eşliğinde öğle ya da akşam yemeği yemek için de ideal bir mekan.

Turistik Noktalar

Sussex bölgesinde, bir çok tarihi yapı da bulunuyor. Bölgeye kadar seyahat etmişken, eğer ki vaktiniz olursa, buralara da kesinlikle uğramanızı öneririz. İngiletere’nin görece kırsal olan bu bölgesindeki manzalara biz hayran kaldık.

Battle Abbey: Fransa-İngiltere arasında gerçekleşen Hastings Muharebesi’nin gerçekleştiği alana yapılmış olan manastır, özellikle savaş zamanından bir çok kalıntıya ev sahipliği yapıyor. İçeriyi gezmenin 3-4 saati bulacağını söyledikleri tarihi alanı kısıtlı vaktimizden ötürü maalesef gezemedik. Yine de manastırı dışarıdan görmeye değdi. Ek olarak, buraya ev sahipliği yapan Battle kasabası, tam bir klasik İngiliz kasabası. İçerisinde bulunan çok eski tarihi evleri ve şirin kafeleri ile kesinlikle görmeye değer bir kasaba.

Binayı adeta yosun kaplamış

Bodiam Castle: Battle Abbey’e 15 dakikalık mesafede bulunan bu kaleyi yine vakitimizin kısıtlı olmasından ötürü maalesef sadece dışarıdan görebildik. Ortamı çok güzel olan bu kale ve çevresi görmeye kesinlikle değer.

İçeriye girecek fırsatı bulamasak da, dışarıdan bile görmesi pek keyifli bir yera

The Bull at Benenden: Öğle yemeğimizi turumuzun ayarladığı şekilde Benenden kasabasındaki The Bull isimli mekanda yedik. Klasik bir İngiliz kasabasında klasik bir öğle yemeği nasıl oluyor diye merak ediyorsanız, burası tam adresi.

Hamburger ve rose şarap çok uyumsuz bir ikili olsa da, burada fazlası ile tercih ediliyor. Kırmızı şarap yokluğundan olsa gerek 🙂

Genel Yorumlar-Notlar

  • Bölgenin iklimi sebebiyle en yaygın üretim yapılan şarap türleri beyazlar, köpüklüler ve roselar.
  • Bütün şarapların asiditesi çok yüksek, genel olarak aroma profilleri yeşil meyveler ve citrus ağırlıklı.
  • Bölgede köpüklü şarap yapan çoğu üretici, geleneksel yöntem ile üretim yapmayı tercih ediyor.
  • Bölgedeki çoğu üretici Pinot Noir üzümü yetiştiriyor. Ağırlıklı olarak köpüklü şarap yapımında kullanılsa da, çoğu üreticide rose şaraplar da görebilmek mümkün.
  • Kırmızı şarapları ise sadece çok sıcak geçen yazların sonunda üretebiliyorlar, bu yüzden her rekolteden kırmızıları maalesef mevcut değil.
  • Bağların bitki örtüsü çok orjinal. Genel olarak çok yoğun bir çim örtüsü var, süngerimsi yapısı ile inanılmaz su tutması bizi çok şaşırttı.
  • Soğuk bir bölge olduğu için Alman üzümleri çok yaygın. Özellikle Bacchus üzümünü her şaraphanede görebilmek mümkün. Dornfeller gibi kırmızı üzümler de yetiştiriliyormuş ama biz deneme fırsatı bulamadık.
  • Bağlar genelde sık dikim ve sıra aralarındaki çim örtüsü genel olarak korunuyor. 

Favori Şaraplar

İçtiğimiz en favori şaraplar ise şunlar oldu:

  1. Woodchurch Winery, Field White Bacchus, Chardonnay, 2022, Beyaz: Bacchus üzümünün aromatik profili ile Chardonnay’in daha yüksek ve yağımsı gövdesi güzel bir denge oluşturmuş. Burunda yoğun, damakta asidite-alkol dengeli, gövdesi yüksek, keyifli ve zarif bir şarap. 7.30/10
  2. Woodchurch Winery, Classic Brut NV, Chardonnay, Pinot Noir, Meunier, Beyaz: Burunda meyvemsilik ön planda, geleneksel metod üretimine göre ekmek-bisküvi-hamur işi kokuları az. Asidite normal bir köpüklüye göre çok yüksek, meyvemsiliği de aynı metot ile yapılan köpüklülere göre çok daha fazla. Dolgunluğu güzel. Aromatik şaraplar sevenler için güzel bir alternatif köpüklü şarap. 7.20/10
  3. Balfour Wines, Brut Rose, Pinot Noir, Chardonnay, Pinot Meunier, 2018 Rose Köpüren Şarap: Burunda greyfurt, limon, elma, ekşi kiraz, fresh. Rose olması ile birlikte arka plandan gelen kırmızı meyvemsi aromalar var. Köpüklülüğü ve dolgunluğu süper. Normalde rose şarap tercih etmeyecek kişilerin tercih edebileceği bir şarap. 7.15/10
  4. Wayfarer Wines, Wandering Wayfarer, Bacchus, 2022, Beyaz: Burunda oldukça çiçeksi ve yoğun bir aroma profili, hanımeli, portakal çiçeği gibi kokular. Damakta çok hızlı bitiyor fakat asiditesi yüksek ve dengeli. Damakta da burunda gelen aromaların hepsi geliyor. Mineralite yüksek. Bitişi kısa olmasa çok daha keyifli olabilirdi. 7/10

Güney Amerika Şarapları & Şarap Barları (Peru, Bolivya, Şili, Arjantin)

Güney Amerika, gezmek için yıllar boyu hayalini kurduğumuz bir rotaydı. Özellikle Machu Picchu, gezi listemizin hep en üstünde yer alıyordu. Pandemi ve çeşitli sebeplerden ötürü birkaç kere iptal etmek zorunda kaldığımız Peru gezimizi, 2023 yılında rotayı büyüterek Büyük Güney Amerika rotası ile gerçekleştirme fırsatı bulduk. Gezimiz tamamen kültürel noktalar üzerinden kurgulanmış olsa da, uğradığımız şehirlerde bol bol şarap keşfetmeyi de ihmal etmedik.

Rotamız üzerindeki en büyük şarap bölgeleri Şili ve Arjantin’de çok kısa vakit geçirmiş olmamıza karşın bütün gezimizi şarap üzerine kurguladık. Peru ve Bolivya gibi şarap konusunda popüler olmayan yerlerde ise sürpriz keşiflerde bulunduk. Her gezimizde olduğu gibi, bu gezimizde de şarap peşinde koştururken çok keyifli anılar biriktirdik ve kürkçü dükkanımıza geri döndük.

Güney Amerika Şarap Bölgeleri
Kaynak: https://www.ozclarke.com/2017/12/01/world-of-wine-discover-south-america/

Uğrama fırsatı bulduğumuz barlar, şaraphaneler ve diğer turistik gezi noktaları (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Lima (Peru)

Lima, birçok şarap kavına ve şarap barına ev sahipliği yapsa da, şehirde kesinlikle şarap kültürü yaygın değil. Var olan şarap barlarında çoğunlukla İspanya, Arjantin, Şili gibi diğer ülkelerin şarap seçenekleri bulunuyor. 1600’lü yıllarda 80 milyon litre civarı şarap üretimi yapan ve günümüzde sadece Ica Vadisi’nde 85 adet üretici olan Peru’da, bu şarap seçeneklerinin çoğunu maalesef şarap barları ve restoranlarda bulabilmek mümkün değil. Ülkenin en yaygın içeceği olan ve bir brandy türü olan Pisco, genel olarak ülkedeki içki kültürüne hakim. Bundan kaynaklı Peru, şarap konusunda ülkemize hem kültürel hem de tarihi olarak benziyor.

Peru’da ilgimizi çeken en ilginç konu bağların dikim şekilleriydi. Sıcaktan ve kuşlardan korunma adına asmalar birbirine hem çok sık dikilmiş hem de üstlerine tamamen file geçirilmişti.

Curador Wine Bar & Shop

Zaman konusunda şimdiye kadar en dakik gördüğümüz mekanlardan. Gittiğimiz gün saat akşam 8’de açılan bu mekana 7:45’te varmış bulunduk. İçerisi açık ve hazır gözükse de, tam açılış saatine kadar bizi bekleterek saat 8’de aldılar. 🙂 prensiplerine uymalarından ötürü tebrik ederek giriş yaptığımız bu mekanın yemekleri oldukça güzeldi, özellikle mantarlı pizzalarını çok sevdik.

Kadeh seçenekleri haftalık olarak değişen bir menüye sahip olan bu şarap barında, her hafta farklı 3 adet beyaz ve 3 adet kırmızı şarap tadabilmek mümkün. Şaraplar genelde Peru, Arjantin ve Şili bölgelerinden seçilmişti, bizim tadım yaptığımız gün 1 adet Fransız şarabı da vardı. Daha farklı şaraplar sormanız durumunda (özellikle Peru şarapları) 1-2 tane daha şişe açarak size ekstra yardımcı olabiliyorlar. Servisleri ise inanılmaz profesyoneldi. Şarap seçkilerinde ortalama bulduğumuz şaraplar olsa da, keyifli bir akşam yemeği için çok keyifli bir mekandı.

Perfect Blend Cata y Maridaje

Dil bariyerinden ötürü anlaşmakta biraz zorlandığımız bu şarap barında, Google Translate sayesinde bir nebze anlaşmayı başarabildik. 1 kadeh (15 cl) şarabı yaklaşık 25 SOL (6 USD)’ye alabileceğiniz bu mekanda, eğer şarap tadımı isterseniz kişi başı 3 adet 5 cl’lik küçük şarabı yaklaşık 60 SOL (16 USD)’ye alabilirsiniz. Kadeh şarap almanın çok daha mantıklı olduğu bu şarap barında, seçeneklerinizi mutlaka sormayı ihmal etmeyin. Mekana ilk ulaştığımızda kadeh olarak sadece 2 adet seçenek varken, deneyip devamı yok mu diye sordukça totalde 6-7 adet açık şişeden servis etmeye devam ettiler. Seçenek olarak yine dünyanın her yerinden şarapların bulunabildiği bu mekanda ağırlıklı olarak Peru-Arjantin-Şili şaraplarına ulaşabilmek mümkün.

La Viniteca

Ana özelliği şarap kavı olan bu mekanda, normalde Coravin ile birlikte kadeh servisi de yapılıyor. Biz gittiğimizde Coravin’leri bozuk olduğu için tadım yapamadık ancak kalabalık giderseniz şişe açtırarak içebilmeniz de mümkün. Şarap kavları çok zengin, çalışanları İngilizce biliyor ve çok ilgili. Peru’da şarap hakkında İngilizce konuşabildiğimiz ilk yer oldu. Sorduğumuz bir çok soruya cevap verdiler. Sadece bunun için bile ziyaret etmeye değer.

Kavda bulunan masalarda şişe yada kadeh servis almak da mümkün

La Esquina Bar de Vinos

Google Maps üzerinden eski menülerinde bol bol kadeh şarap seçeneği olduğunu görerek ziyaret ettiğimiz bu şarap barına ulaştığımızda, sadece şişe servisleri olduğunu gördük ve çok büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Ömrü hayatımızda kadeh servisi olmayan bir şarap barı da görmüş olmanın hafifliği ile birlikte, hız kesmeden keşiflerimize devam ettik.

Bonus: ChocoMuseo

Muscat üzümünden yapılan bir üzüm brandy’si olan Pisco bazlı farklı likörler yapan bu mekanda ücretsiz olarak bütün içeceklerin tadına bakabilirsiniz. Lezzet olarak birbirinden farklı likörlere sahip olan bu mekanda, biz özellikle ejder meyvesi (Passion Fruit) ve yer kirazı (Goldenberry) bazlı likörlerine bayıldık.

Pisco bazlı Ejder Meyveli Çikolata Likörü
Kaynak: https://www.chocomuseo.com/peru/online-store/chocolate-liqueur/

La Paz (Bolivya)

Bolivya, bütün Güney Amerika gezimiz boyunca bizi şarap konusunda en çok şaşırtan yer oldu. Özellikle Peru’nun aksine, gittiğimiz bütün restoran, kafe ve barlarda ağırlıklı olarak Bolivya şarapları bulunuyordu. Bu sayede Bolivya şaraplarını bol bol tadabildik. Daha önce şarap camiasında adını hiç duymadığımız bu ülkenin yüksek rakımda yetiştirilen üzümlerinden yapılmış orijinal şarapları içmek, bize eşsiz bir deneyim kattı. Objektif olarak yaklaşıldığında; lezzet olarak alışık olduğumuz şaraplardan çok farklı şaraplar sunan bu ülke, karakteristik şarapları ile bizi açıkça etkiledi. Tamamen iyot kokan 2021 rekolte Tannat şarabından tutun da, şimdiye kadar içtiğimiz en sert-keskin aromatik profile sahip Muscat üzümleri ile birlikte bizi oldukça şaşırttı.

Hay Pan

Menülerinde sadece Bolivya Şarapları olan bu şarap barı, kaotik La Paz ortamının içerisinde şarap aşıkları için adeta çölde bulunan bir vaha. Hem kadeh hem de şişe olarak bir çok seçenek sunan bu minik aile işletmesinde, toplam 6 adet şarabı kadeh olarak deneme fırsatı bulduk. Sahipleri çok iyi İngilizce bilmemesine karşın, eksikliği Google Translate aracılığı ile kapattık. 🙂 Yemeklerinden çok keyif almadığımız bu şarap barına, çok seçenekli Bolivya Şaraplarına erişmek adına mutlaka uğramanızı öneririz.

Hay Pan’ın zengin şarap menüsü

Bonus: Coca Museum

Kokain’in ham maddesinin elde edildiği Coca bitkisinin kullanımı, bölgede hala oldukça yaygın. Özellikle çay olarak tüketilen bu bitki, yüksek irtifada oksijen eksikliği için birebir. Şeker, çikolata vs gibi farklı tüketimleri de olan bu coca bitkisinin tarihini anlatmak için kurulmuş bir müze var. Müzenin kafeteryasında ise coca karışımlı bira ve şarap kokteylleri içebilirsiniz.

Normalde şarap bazlı kokteylerden çok keyif almayan bir çift olarak, Coca-Şarap kokteylini oldukça orjinal ve denemeye değer bulduk. Muscat üzümü bazlı-gövdeli bir şarap kullanılarak oluşturulmuş bu kokteylin dengesi çok iyi ayarlanmış. Farklı bir tecrübe için, bölgede iseniz denemenizi mutlaka öneririz.

Coca Şarap

Santiago (Şili)

Santiago, gezimizde en az vakit geçirdiğimiz yerlerden biri olmasına karşın, şarap konusunda en fazla seçeneklerin olduğu ülkelerden biriydi. Şehir merkezine çok yakın bir çok şarap bölgesi olması sayesinde, 2 şaraphane ve 1 şarap barı ziyaret etme fırsatı bulduk. Kaliteli şaraplarına doyamadığımız bu güzel şehirden; tadı damağımızda ve gözlerimiz yaşlı bir şekilde bir daha geleceğimiz günlerin hayalini kurarak ayrıldık.

Viña Cousiño Macul

Santiago şehrine yarım saat mesafedeki Maipo Vadisi’nde bulunan Cousino Macul, şehire en yakın şaraphanelerden biri. 1856’da kurulmuş olan bölgenin en eski şaraphanesi, ana üretim tesisini şehrin daha dışında bir yere taşıyarak bu eski tesisi sadece tadım yeri ve müze olarak korumuş.

Web sitesinde farklı konseptte bir çok tadım seçeneği ve rezervasyon olanağı olan bu şaraphane, özellikle haftasonları ve öğleden sonraları inanılmaz kalabalık. Normal programımızda öğleden sonra ziyaret etmeyi planladığımız bu mekanı, dolu olduğu için sabahın erken saatlerinde ziyaret etmek zorunda kaldık. İngilizce tadım saatleri İspanyolca’ya göre çok daha az olduğu için kontenjanların çok hızlı dolduğu bu mekana önceden rezervasyon yapmanızı kesinlikle öneririz.

Biz premium 6’lı şarap tadımı ve şaraphane turu paketini aldık. Kişi başı 30 USD’lik olan bu tadım seti, bir tık pahalı olsa da, Şili’deki tadımların ortalaması malesef bu seviyelerde. 3 adet şarap tadımının üretim tesisinde, 3 adet daha üst segment şarabın ise tesis gezisi bittikten sonra ikram edildiği bu paketin toplam süresi 90 dakika. Tadımı yetiştirmek amacı ile son kısımdaki sunum biraz hızlı yapılsa da, gerek çalışanların sıcaklığı, gerekse şarapların kalitesi ile mekan bizden tam puanı aldı. Özellikle tarihi mahzeninde şarap içerek hikayelerini dinlemek çok keyifliydi.

Tesisin en hayran kaldığımız kısmı, şüphesiz mahzenleri oldu. Hiç pencere olmadığı için ışık da olmayan bu mahzenlerde sadece mum ile görüş mümkün. Mağara tarzında yapılan bu eski mahzenler, doğal yöntemlerle soğukluğunu koruyor. İçerisinde 1900’lü yıllardan beri yıllanan bir çok şarap bulunuyor. En son yıllanmış şarapların bulunduğu yerin kapısı, İngiltere Başkanı 4 yıl önce ziyaret ettiğinde hediye amaçlı açılmış.

Mekana giderken şehir içi trafiği hesaba katarak mutlaka önden çıkmak gerekiyor, zira Google Maps trafiği şehirde çok doğru göstermiyor.

Tadım setimizin ikinci bölümü (Premium tadım seti)

Viña Concha y Toro

Santiago şehrine 1 saatlik mesafede bulunan bu üretici, Şili’nin en büyüklerinden. Ülkemizde de yaygın olarak bulunan Casillero del Diablo markasının da sahibi olan bu üreticinin tarihi çok eski. 1870 yılında kurulan bu üretici, 220 dönümlük bir arazi üzerine kurulmuş. Sahiplerine ait olan yine 1870 yılında yapılmış 22 odalı bir evleri bulunuyor. Şehre uzak oldukları için kendi kiliselerini de evin yanına inşa etmişler, 1950’lerde ise bu kilise halka açılıp tesisin içerisinden çıkarılmış. Bağları sulamak için yapay göl kurulan bu büyük tesis, şimdiye kadar gördüğümüz en fantastik şaraphanelerden biriydi.

Web sitesinde farklı konseptte bir çok tadım seçeneği ve rezervasyon olanağı olan bu şaraphane, Viña Cousiño Macul’e benzer bir kalabalığa sahipti. Bundan kaynaklı olarak gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta kesinlikle fayda var.

MCC isimli 7’li paketi aldığımız tadım turumuzun ilk adımında, üreticilerin 1870 yılında kurulan evi dışarıdan gezdiriliyor. Devamında, bahçede bulunan açık alandaki tadım yerinde ilk 3 şarabın tadımı ve anlatımı yapılıyor. Sonrasında 20 farklı çeşit üzümün olduğu bağların gezisi yapılıyor. Devamında Castello del Diablo’ya da ismini veren şeytanlı mahzen gezisi yapılıyor. Bu gezide; eskiden bu bölgede meşhur olan şeytanın-hayaletin efsanesi, ışık şovları ile birlikte anlatılıyor. Son bölümde ise kalan 4 şarabın tadımı için ana gruptan ayrılarak sömelyelerden birisi ile birlikte farklı bir alanda detaylı bir tadım yapılıyor. Kişi başı 37 USD ödediğimiz bu gezi, şaraphane gezisi olarak oldukça zengindi. Şarap açısından ise ilk 3 şarap güzel seçilmiş şaraplarken, son 4 şarabımız biraz ortalama kaldı (Şarapların yanında verilen peynirler ise muazzamdı.). Bundan ötürü MCC haricinde alternatif paketlere de bakmakta fayda var.

Gezide elde edindiğimiz en ilginç bilgi ise, ana mahzenlerinin duvarlarında deprem dayanıklığını arttırmak amacı ile kullanılan yumurta akı oldu. Günümüz için basit bir teknik gibi gelse de, 1870’ler düşünüldüğünde gerek maliyet gerekse kullanılan teknik olarak oldukça komplike duruyor. Bu da ailenin şaraba verdiği önemi bir kez daha gösteriyor.

Tadım setimizin ikinci bölümü (MCC tadım seti)

Bocanáriz

Santiago’daki akşam yemeğimizi Bocanáriz isimli muhteşem bir şarap barında yedik. Farklı şarap tadımı açısından tam bir cennet olan bu şarap barında, 32 adet farklı şarabı hem 5 cl hem de 15 cl olarak alabilmek mümkün. Şarap zenginliğine ek olarak mükemmel yemekleri de bulunan bu mekana, şehre gelirseniz uğramanızı kesinlikle tavsiye ederiz. Bir gün Santiago’ya taşınırsak haftada en az 1 defa uğramanın hayalini kurduğumuz bu mekana eğer gelirseniz, mantarlı risotto yemeyi kesinlikle ihmal etmeyin.

Tek kadehlere ek olarak, Bocanariz’in hazırladığı tadım menüleri üzerinden de ilerlemek mümkün

Santiago Wine Club

Bocanariz’den hemen 5 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan bu butik şarap kavı, İngilizce bilen sahibi sayesinde turistlere oldukça konforlu bir alışveriş imkanı sunuyor. Sahibinin önerdiği şaraplardan aldığımız seçkiden; şimdiye kadar içtiğimiz 2 şarabın, bütün gezimiz boyunca içtiğimiz bütün şaraplardan çok daha fazla beğendiğimizi hesaba katacak olursak, şarap satın almak için uğramanızı mutlaka öneririz.

Buenos Aires (Arjantin)

Buenos Aires, Santiago’dan bile daha az vakit geçisek de şehirde bir çok mekanda bulunan şarap dolapları sayesinde; 5cl, 10cl, 15cl’lik farklı şarapların kadehlerine erişebilme fırsatı bulduk.

Almacen Porteño

Buenos Aires’in en yoğun turistik bölgelerinden biri olan Boca’da bulunan bu markette, şarap dolabında 8 adet farklı çeşitte şaraptan tadım yapabilmek mümkün. Turistik gezi rotasında soluklanarak Arjantin’in farklı ve güzel şaraplarından tadım yapabilmek adına birebir bir mekan.

Bulduk mu affetmeyiz

1853 The Wine Experience

Turistik olarak yine çok popüler olan San Telmo bölgesinde bulunan bu şarap kavında, şarap dolabındaki 6 seçenekten kadeh olarak servis almak yada şişe açtırmak mümkün.

Verilen şarapların kalitesinin yanında, bu şarap kavı bizi sahipleri ile birlikte mest etti. Bütün gezimiz boyunca müşteri ile en ilgili kişilerle tanıştığımız bu mekanın sahipleri İngilizce bilmemelerine karşın, bize şimdiye kadar yaptığımız en sıcak tadımlardan birini yaptılar. 6 kadeh şarabı toplamda 18 USD’ye içtiğimiz ve eve götürmek üzere aldığımız 3 şişe şarabın da sadece 27 USD tuttuğu bu mekan; gerek fiyat, gerek şarapların seçimi, gerekse çalışanların ilgisi ile birlikte gezimizdeki en favori mekanlardan biri oldu.

1853 The Wine Experience’ın şarap dolabı

Fausto Wine Bar & Coffee

Tam da “Havalimanına neden bu kadar erken geldik, bu kadar süre içinde en az 1 şarap barına daha uğrardık.” diye hayıflandığımız anda denk geldiğimiz Fausto Wine Bar, bizi oldukça şaşırtı. Toplam 24 adet farklı şarabı 5cl, 10cl, 15cl seçenekleri ile alabileceğiniz bu şarap barı; havalimanında bütün güvenlik kontrollerini geçtikten sonra bulunuyor. Şarap tutkunları için inanılmaz bir hizmet olan bu şarap barı, aslında Arjantin’in gerçekten bir şarap ülkesi olduğunun da kanıtı oldu.

Mekan ile ilgili yaşadığımız en büyük şaşkınlık, fiyat kısımlarında yazan şaraplar ile altında bulunan şarapların birbirinden tamamen farklı olması oldu. Örneğin bir 2012 şarabı üzerinde 2023 şarabı ismi ve fiyatı yazıyorken, 2022 şaraplarında ise 2016 rekolteli farklı bir şarap yazıyordu. Şarapların şişeleri güncellenmiş ama dolapta bulunan elektronik ortamdaki isimleri ve fiyatları güncellenmemişti. Mekan çalışanlarını bu konu ile ilgili uyarmış olsak da, sistem güncellemesi yapamadıkları için bu konuda bir değişiklik yapamadılar ve bize seçtiğimiz kaliteli şarapları ucuz fiyatlarından verdiler. 🙂 Gezimizin son şansı olarak; havalimanında beklediğimiz süre boyunca, Arjantin şaraplarının son bir kez daha hem ucuz hem de keyifli bir şekilde tadına varma fırsatı bulduk.

Havalimanında bulunan şarap barında bile 24 adet farklı kadeh tadabilmek mümkün

Genel Yorumlar-Notlar

  • Şili ve Arjantin, şaraba gerçekten çok önem veren ülkeler. Her şarap severin ziyaret edip, uzun uzun gezmekten çok keyif alacağı yerler. Peru ve Bolivya ise; şarap konusunda herhangi bir iddiaları olmamasına karşın, farklı coğrafya ve iklim koşullarında ne kadar farklı şarapların çıkabileceğini görebilmek adına ziyaret edildiğinde kesinlikle şaraplarına bir şans verilmeli.
  • Peru’da içtiğimiz Malbec örnekleri, Arjantin Malbec’lerine göre çok farklıydı. Meyvemsi profili daha az, daha düşük gövdeli ve okaliptüs-kekik gibi daha baharat kokularının hakim olduğu bu Malbec’lerin, farklı bir bölgeden geldiklerini net bir şekilde söyleyen bir tarzı vardı.
  • Bolivya’da içtiğimiz şarapların hepsinin asiditesi çok düşüktü. Gece-gündüz farkının yüksek olduğu ve dünyadaki belki de en yüksek irtifada şarap yapılan bu coğrafyada, kitaplarda öğrendiğimiz yüksek asidite beklentisinin tam tersini tatmamız, bize en ilginç gelen tecrübelerden birisi oldu.
  • Torrontes üzümü, bütün Güney Amerika bölgesinde oldukça yaygın. Özellikle Peru, Bolivya ve Arjantin’de yaygın olarak erişebilmek mümkün. Bize yakın bölgelerde hiç bulunmayan bu üzümü, bu bölgeye ziyaretlerde bol bol tatmak gerek. Çok karakteristik bir aroma profiline sahip. Yeşil ve otsu kokuların yoğun olduğu bu üzüm; sevenin çok seveceği, sevmeyenin ise hiç sevmeyeceği bir aroma profiline sahip.
  • Carmenere, kesinlikle mükemmel bir üzüm. Bu gezimizde yeniden tam bir Carmenere aşığı çift olduğumuzu görmüş olduk. Gezi boyunca en beğendiğimiz 4 şarabın 3’ünde Carmenere bulunması da bunun yeniden onayı oldu. 🙂 Güzel versiyonlarında bulunan çiçeksi ve meyvemsi aromaların yoğunluğu, adeta Muscat üzümü ile kupajlanmış bir kırmızı şarap hissiyatı veriyor.
  • Malbec üzümü gerçekten çok zor bir üzüm. Ülkemize ithal edilen versiyonlarında yaşadığımız redüksiyon problemi olanlara benzerlerini maalesef gezimizde hem Peru hem de Arjantin’de de denk geldik. Redükte olmamış Malbec’ler harika bir keyif veriyorken, şimdiye kadar içtiğimiz belki de Malbec’lerin yarısından fazlasında bu problemi yaşamamız, ne kadar zor bir üzüm olduğunun yeniden kanıtı oldu.

Favori Şaraplar

  1. Maturana, MW, Carmenere, 2018, Kırmızı, Şili, Colchagua Valley: Burunda aroma profili çok yoğun. Carmenere’in klasikleşmiş aromaları üst seviyede. Ahududu, meyan kökü, kırmızı-siyah meyve arası. Damakta asidite kuvvetli, tanenler aşırı zarif, burundaki aromaların hepsi mevcut, alkol-tanen dengesi muazzam, bitişi uzun. Tam anlamıyla hayranlık yaratıcı bir şarap. 7.95/10
  2. Cousino-Macul, Finis Terrar Red Blend, Cabernet Sauvignon, Merlot, Syrah, 2017, Kırmızı, Şili, Maipo Valley: Burunda siyah frenk üzümü, meyan kökü gibi siyah meyveler yoğunlukta. Derin ve çok katmanlı bir burnu var. Damakta asidite yüksek, tanenler hissediliyor ama çok güzel yumuşamış. Baharatımsı aromalar, kırmızı biber, pişmiş lezzetler yoğunlukta, bitişi uzun. 7.5/10
  3. Clos de Luz, Luz, Carmenere, Cabernet Sauvignon, 2022, Kırmızı, Şili, Colchagua Valley: Burunda parfümümsü kokular, meyan kökü, kavrulmuş ekmek, tereyağı. Damakta aroma yoğunluğu süper, vişne, tatlı baharatlar. Asidite yüksek, tanenler dengeli, bitişi uzun. Çok dolgun ve kompleks bir şarap. 7.5/10
  4. Vultur, Gryphus, Carmenere, Petit Verdot, Petite Sirah, 2019, Kırmızı, Şili Colchagua Valley: Burunda Carmenere’den gelen kırmızı ve siyah meyve aromaları ağır basıyor. Diğer üzümlerden gelen baharatsı kokular da var. Damakta gövdeli, baharat ve vanilya aromaları baskın. Fıçı hissediliyor, tanenler yumuşamış. 7.45/10
  5. Clos de Charcas, Eredita, Malbec, 2019, Kırmızı, Arjantin, Mendoza: Burunda çok güzel siyah pişmiş meyveler var. Gövdesi yüksek, bitişi uzun, fıçı dengesi süper. Hatasız bir Malbec. 7.4/10
  6. Bodega del Fin del Mundo, White Blend, 2018, Beyaz, Arjantin, Patagonia: Burunda çiçeksi ve meyvemsi kokular hakim. Armut, muz, olgun tropik meyveler. Damakta asidite yüksek, gövdesi yoğun, aroma profili süper, bitişi uzun. Kompleks bir beyaz şarap. 7.4/10
  7. Errazuriz, Max, Shiraz, 2015, Kırmızı, Şili, Aconcagua Valley: Burunda yoğun karabiber, meyan kökü, orman, toprak, füme et, mentol. Hem birincil hem üçüncül aromalar yoğunlukta. Damakta çok güzel hafiflemiş, fıçı hissediliyor, tanenler çok yumuşak. Açıldıkça aromaları artıyor, siyah meyveler ve tatlı baharatlar geliyor. 7.4/10
  8. Campos de Solana, Trivarietal, Gran Reserve, Tannat, Malbec, Petit Verdot, 2020, Kırmızı, Bolivya, Tarija: Burunda olgun kırmızı meyveler, açıldıkça siyaha da çalıyor. Damakta asidite yüksek, tanenler kuvvetli ama yumuşamış. Gövde orta, damaktaki aromalar güzel. Keyifli içimi var ama yıllanma potansiyeli çok yok gibi, bugün iç şarabı. 7.3/10
  9. Laureano Gomez, Pinot Noir, 2022, Kırmızı, Arjantin, Uco Valley: Burunda çok güzel kırmızı meyveler var, çilek, ahududu, karamel, hafif vegetal bir nota var. Tam bir Pinot Noir. Damakta aroma yoğunluğu güzel, asiditesi biraz fazla yüksek aromaları bastırıyor. Bitişi çok uzun. 7.3/10
  10. Zuccardi Serie A Torrontes 2022 Beyaz Arjantin Salta: Burunda muscata benzeyen kokular var, çiçeksi, beyaz gül ve limon ağırlıklı, hafif mineralite de hissediliyor. Damakta Torrontes’e özgü biraz farklı bir tat var. Gövdesi yüksek, bitişi orta, keyifli içimli bir şarap. 7.25/10
  11. Vina d’Los Campos, Raices Negras, Moscatel de Alexandria, 2022, Beyaz, Peru, Canete: Burunda klasik muscat kokuları geliyor, gül, hafif hanımeli, bal, derinden gelen otsu bir koku da var. Asiditesi yüksek, aromaları yoğun, mineralitesi de yüksek. Bitişi uzun. Mineralitesi çok orjinal bir şarap yapmış. 7.2/10

Güney Afrika Şarapları & Şarap Barları (Cape Town, Johannesburg, Stellenbosch)

Uzun zamandır planladığımız Büyük Afrika turumuza rezervasyon yaptıktan hemen sonra aklımızdaki en büyük soru işareti, Güney Afrika Şarapları’nı ne kadar tatma fırsatı bulabileceğimizdi. Kalabalık bir tur ile geldiğimiz için her zaman yaptığımız gibi şarap bölgelerini ziyaret etme fırsatımız olmayacaktı. Şansımıza tur programı şarap bölgelerinin bulunduğu Cape Town’da yoğunlaştığı için boş kalan her fırsatımızı şarap deneme üzerine harcayacak şekilde bir program oluşturmaya karar verdik.

Gezi öncesinde Güney Afrika Şarapları ile ilgili bilgimiz, WSET2 eğitimimizde öğrendiğimiz Stellenbosch ve Walker Bay bölgesinin genel özelliklerinden ibaretti. Yurt dışına çıktıkça denediğimiz farklı şaraplar vardı ama şimdiye kadar aklımızda kalan herhangi bir Güney Afrika Şarabı olmamıştı. Bunlardan dolayı, beklentilerimizin çok da yüksek olmadan gezimize başladık.

Uçaktan iner inmez biri karşılayan manzara, beklentimizin dışıydı ve bizi oldukça heycanlandırdı. Dünya’nın şarap başkenti isimli bir tabela bizi karşılıyordu 🙂

Cape Town International Airport’ta bizi karşılayan sürpriz

Bütün gezimiz boyunca, ülkeye iddialı girişimizin hakkını verdik. Güney Afrika’da içtiğimiz şarapların fiyat/performansına gerçekten bayıldık. “Yeni dünya şarapları da biraz abartılıyor.” düşüncesi ile geldiğimiz bu ülkeden, 1 haftalık Cape Town şarap turu yapma hayalleri ile ayrıldığımız için gerçekten çok mutluyuz.

Güney Afrika Şarap Bölgeleri
Kaynak: https://winefolly.com/deep-dive/south-african-wine-map/

Uğrama fırsatı bulduğumuz barlar, şaraphaneler ve diğer turistik gezi noktaları (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Ferrymans Irish Tavern

Yorucu bir ilk gün gezisinin üzerine, yerel tur rehberimize yakında nerede şarap içebiliriz sorumuzun cevabı bir Irish Pub oldu. Buna oldukça şaşırarak gittiğimiz bu barın menüsünde farklı 28 kadeh şarap çeşidi görmemiz ile tam anlamıyla şaşkına döndük. Hemen arkasından gelen “Bunlar menüye bu kadar çeşidi koymuşlar ama kesin sorunca yok diyorlardır.” yargımız, verdiğimiz bütün siparişlerimize aldığımız olumlu cevaplarla birlikte kalıcı olarak yıkıldı.

Güney Afrika’da daha ilk ziyaret ettiğimiz bardan yaptığımız çok net bir çıkarım vardı, bu ülkede şaraba gerçekten çok önem veriyorlardı.

Her çeşit üzümden en az 3 farklı kadeh seçeneği mevcut

Cape Town’un Waterfront bölgesinde bulunan bu bara, eğer ki bölgede gezerken dinlenme ihtiyacı duyarsanız, kesinlikle uğramanızı öneririz.

Openwine

Cape Town’da ilk uğradığımız şarap barı Openwine oldu. Bazı günlerde canlı müzik olan bu minik şarap barı, tam da aradığımız yerellikte bir mekandı. Çalışanlar çok ilgili, ortam çok eğlenceliydi.

Kadeh şarap seçenekleri haricinde tadım setinden de ilerlemek mümkün. 4’lü tadım seti 13,5 USD. Menüleri her hafta değişiyor. Bizim gittiğimiz gün tadım menüsünde farklı firmaların Chenin Blanc, Chardonnay, Merlot ve Cabernet Sauvignon monosepajları vardı.

Mekanla ilgili en büyük hayal kırıklığımız, yoğunluktan kaynaklı ellerinde Pinotage ve Cape Blend kalmamış olmasıydı. Güney Afrika’daki bir şarap barından en büyük beklentimiz, sınırsız Pinotage içebilmekti 🙂

Rezervasyon yapmamıza rağmen oturacak yer bulamasak da, sirkülasyon çok hızlı olduğu için, bi yarım saat ayakta takıladıktan sonra kendimize oturacak bir masa bulabildik. Mekan o kadar sıcak ki tamamen ayakta takılarak keyifli vakit geçirebilmek de mümkün.

Gerek canlı müziğiyle, gerekse yerel oluşuyla, Cape Town’da mutlaka bir akşam uğramanızı öneririz.

Fairview Wine & Cheese

1699 yılında ilk şaraplarını üreten bu köklü şirket, Stellenbosch bölgesinde ziyaret ettiğimiz ilk şarap üreticisi oldu. Kapısından girer girmez ortamından büyülendiğimiz bu üretici, gerek şarap gerekse peynir kalitesiyle bütün gezimiz boyunca en beğendiğimiz yer oldu.

Farklı tadım seçenekleri bulunan bu üreticide bizim seçimimiz her biri farklı bir peynir ile eşleştirilmiş 6’lı şarap tadım seti oldu. Bu set için ücret sadece 3 USD’ydi.

Fairview’in farklı tadım seçenekleri

Tadım setini seçtikten sonra her kadeh şarapta size iki farklı içerikte seçenek sunuluyor ve size hangisi daha çok hitap ediyorsa onu seçerek ilerleyebiliyorsunuz:

1- Chenin Blanc yada Riesling
2- Viognier yada Beyaz Kupajı
3- Rose yada Chardonnay
4- Grenache Noir yada Pinot Noir
5- Shiraz yada Kırmızı Kupajı
6- Cabernet Sauvignon yada Premium Shiraz

Beyazlarını Chardonnay harici ortalama bulduğumuz bu üreticinin kırmızılarına bayıldık. Özellikle genç olmalarına rağmen mükemmel bir aroma profiline sahip olan Pinotage ve Graneche Noir monosepajları çok iyiydi. Finali ise 2009 rekolte bir Shiraz ile yaptık. Mantar, toprak, orman tabanı gibi üçüncül aromaların fazlası ile çıktığı bu şarap tam anlamıyla inanılmazdı. Satış fiyatının sadece 14 dolar olduğunu öğrendikten sonra yaşadığımız şaşkınlığı tahmin edebilirsiniz 🙂

Peynirleri de şarapları kadar lezizdi. Daha gezimizin başlangıcı olmasına rağmen kendimize hakim olamadık ve bir sürü şarküteri ürününü 10 günden fazla yanımızda taşımayı göze alarak satın aldık 🙂

Fiyat-performans tanımının tam da karşılığı olan bu mekanı gelecekte yeniden kesinlikle ziyaret edilecek yerler listemize attıktan sonra gezimize devam ettik.

Rezervasyonsuz olarak gittiğimiz bu mekan, fazlası ile büyük olması sebebiyle rezervasyonsuz gidişe uygun olarak gözüküyor. Gidilecek yol düşünülünce yine de riske atmak istemezseniz, önden rezervasyon oluşturmanız faydalı olabilir.

Stellenbosch Wine Bar

Stellenbosch kasabasının şehir merkezinde bulunan bu minik şarap evi, içerisinde 6 farklı şarap markasının ürünlerini hem kadeh hem de şişe olarak alabilme imkanı sağlıyor.

Tadım seti bulunmayan bu şarap evinde, her bütçeye uygun ücrette şaraplar mevcut, toplamda 28 farklı şarap seçeneği var.

Ekim 2023 itibariyle güncel menü – Stellenbosch Wine Bar

Kısıtlı vaktimizi en verimli şekilde kullanmak adına tercihimizi Donkiesbaai’nin kadeh şarapları ile yaptık. Hava yağmurlu olduğu için iç mekana oturmak zorunda kaldığımız bu mekanda yaşadığımız tek problem mutfaktan yoğun bir şekilde gelen yemek kokusuydu. Ancak çalışanların kibarlıkları ve ilgisiyle, güzel şarap seçkisiyle gönlümüzü kazandı.

İçtiğimiz şaraplardan favorimiz ise kesinlikle Chenin Blanc’ın geç hasatından yapılmış tatlı şarabı oldu. Normalde tatlı şarap tercih etmeyen şarap severler olarak bu şaraba tam anlamıyla bayıldık.

Stellenbosch kasaba merkezine turistik olarak uğrayacak olursanız, kesinlikle pas geçmemenizi öneririz.

The Bailey

Cape Town merkezde bulunan bu restoran, alternatif olarak ziyaret edilebilecek çok kaliteli bir şarap seçkisi bulunan bir bara sahip. Barda bir yandan sömelyelerle şarap sohbeti yaparken, bir yandan da 16 farklı seçenek olarak bulunan kadeh şaraplardan yudumlamak mümkün.

Ekim 2023 itibariyle güncel menü – The Bailey

Mekan ile ilgili en çok beğendiğimiz nokta, şaraba olan profesyonel yaklaşımları oldu. Özellikle bütün gövdeli kırmızıları, kadeh olarak bile tercih etseniz, karaflayarak servis etmeyi kesinlikle atlamıyorlar. Tek kişilik karaflarına ayrıca bayıldık 🙂

Karaflanarak servis edilmiş bir kadeh kırmızı şarap

Şehirde konaklayacağınız bir gün, farklı bir şarap seçkisi üzerinden kadeh şaraplar içmek isterseniz, The Bailey’in barı bunun için birebir.

Gerakaris Family Wines

Johannesburg gezimiz sırasında uğrama fırsatı bulduğumuz bu küçük şaraphanenin en büyük özelliği, Johannesburg’daki tek üretici olması. Üzümleri Cape Town bölgesinden getiriyor olsa da, bütün üretim aşaması Johannesburg’daki minik şaraphanelerinde gerçekleşiyor. Sadece 5 bin şişe üreten bu butik şaraphane; özellikle mekanın ve çevresinin yeşillik olması, Johannesburg gibi güvensiz ve daha çok AVM gezme üzerine kurulmuş bir düzende, çölde bir vaha gibi geldi bize. Ve belki de bu nedenle ziyaretimizden ekstra keyif aldık.

Şaraplarını endüstriyel maya kullanmadan üreten bu üreticiye çok büyük bir beklentiniz olmadan, sadece farklı şarap stilini tatmak ve hava almak için bile uğramanızı öneririz. Mekan sadece 17:00’a kadar açık. Biz gittiğimizde kalabalık değildi ama ön hazırlık için yine de rezervasyon oluşturmanızı istiyorlar.

Acid Food & Wine Bar

Afrika gezimizdeki son şarap durağımız, Johannesburg’da bulunan Acid Food & Wine Bar oldu. Şef restoranı konseptine sahip olan mekanı, Güney Afrika’dan seçmiş olduğu farklı çeşitte üretilmiş şarap konsepti ile fazlası ile orijinal bulduk. Bazı yemekleri çok lezzetliyken, bazılarının tatları biraz iddialıydı 🙂

Şarap barının menüsünde bulunan 17 çeşit oldukça lezzetli ve orjinal kadeh şarapları ile gerçekten çok başarılı bulduk. Pinotage (Kırmızı) üzümünden beyaz olarak yapılmış bir Pet-Nat şarabı, 7 yıl yıllanmış bir beyaz Merlot monosepajı gibi farklı türde yapılmış şarapları deneme fırsatımız oldu.

Ekim 2023 itibariyle güncel menü – Acid Food & Wine Bar

Genel olarak içtiğimiz bütün şaraplardan memnun kaldığımız bu şarap evini, bölgeye ziyaretinizde bir akşam yemeği için kesinlikle gitmenizi tavsiye ederiz. Ziyaretimiz hafta içi olmasına rağmen çok kalabalıktı, bundan ötürü rezervasyon yapmanızı tavsiye ederiz.

Gecenin yıldızı: Beyaz Pinotage Pet-Nat!

Genel Yorumlar-Notlar

  • Güney Afrika, aradığınız her tarzda şarap bulabileceğiniz bir zenginliğe sahip. Üretim çok fazla olduğu için, kaliteli şaraplar içmek isterseniz seri üretim olan şaraplardan bir tık uzak durarak biraz paraya kıymak gerekiyor. Yine de ödeyeceğiniz ücretler, Türkiye ile kıyaslayınca kalitesine göre gerçekten ucuz kalıyor.
  • Pinotage lezzet olarak çok farklı bir üzüm. Kör tadımda rahat bir şekilde tanınabilecek bir karakteristiğe sahip. Bol bol denemeli.
  • İçtiğimiz bütün beyaz şaraplarda hafif bir tuzluluk, kırmızı şaraplarda ise barut yada kiremit tadı aldık. Güney Afrika’ya özgü en orijinal özellik buydu.
  • Chenin Blanc, ülkede en yaygın olarak üretilen beyaz üzüm. Normal işlenmiş hali de güzel olsa da, biz late harvest olarak işlenen tatlı şaraplarına bayıldık. Genel olarak hiç yıllandırmadan satıyor olsalar da, tatlı şarap olarak Tokaji Azsu’ları aratmıyor.
  • Method Cap Classique etiketi geleneksel method ile yapılan köpüklü şaraplarına veriliyor, bir Champagne bölgesi performansına sahip olmasa da, fiyatlarına göre oldukça lezzetli ve damakta bıraktıkları tuzlu hisle oldukça orjinaller.
  • Bir çok markanın yıllanmış Shiraz’larını marketlerde çok uygun fiyatlara bulabilirsiniz. 2012 rekolte ve Vivino’da +4 puana sahip yıllanmış güzel bir Shiraz’ı sadece 20 USD’ye alabilme fırsatı bulabiliyorsunuz. Bu ülkenin gerçek Shiraz potansiyelini görebilmek adına, tercihler mutlaka yıllanmış şaraplardan yana yapılmalı.
  • Güney Afrika ile ilgili bize en farklı gelen yanlarından biri ise, 2023 yılı içerisinde 2023 yılı beyaz ve kırmızılarını tatma fırsatı bulabilmemiz oldu 🙂 normalde ülkemizde bu durum kuzey yarım kürede olmamızdan ötürü mümkün olmuyorken, hasatlarını Mart ayı civarı yapan Güney Afrika için yıl sonuna doğru bu mümkün oluyor. Bu yüzümüzü güldüren bir detay oldu 🙂

Favori Şaraplar

Güney Afrika seyahatimiz boyunca hem farklı bölgelerden hem de farklı tekniklerle üretilmiş bir çok şarap tatma fırsatı bulduk. Özellikle fiyat/kalite performansları ile bizi gönülden fetheden şaraplardan en çok beğendiklerimiz: 

  1. Fairview, Shiraz, 2009, Kırmızı, Güney Afrika, Coastal Region: Burunda üçüncül aromalar inanılmaz hakim. Mantar, orman tabanı, füme et. Arka planda mükemmel siyah meyveler var. Damakta aynı aromaları yoğun bir şekilde hissedebilmek mümkün. Güney Afrika şaraplarına has barut aroması da mevcut ama bu şaraba özgü çok hafiflemiş ve derinden bir kompleksite katmış. Tanenler yumuşak. En yüksek pikini görmüş durumda, bugün tüketilmeli. 7.85/10
  2. Donkiesbaai, Hooiwin, Chenin Blanc, 2022, Beyaz-Tatlı, Güney Afrika, Stellenbosch: Burunda aroma yoğunluğu yüksek. Ayva tatlısı, tatlı baharatlar, armut, hafif şekerli kokular. Damakta gövdeli, bitişi uzun, şekerlilik oranı çok güzel ayarlanmış, dengesi süper. Damakta ıhlamur balı, çiçek balı, çam balı hepsini aynı anda hissetmek mümkün. Çok başarılı bir tatlı şarap örneği. 7.5/10
  3. B Vintners, Methodo Ancestrale, Pinotage, 2023, Pet-Nat Köpüren Şarap, Güney Afrika, Stellenbosch: Burunda ekmek, yosun, tuzlu, mineralli. Pet-Nat’larda ilk açılışta bulunan rahatsız edici fermantasyon kokulardan hiç yok. Damakta çok canlı, tuzluluğu ile köpüklü oluşu çok yakışmış. Asiditesi yüksek, dengeli. Pinotage üzümü köpüklüye çok yakışmış. 7.45/10
  4. Fairview, Primo, Pinotage, 2021, Kırmızı, Güney Afrika, Paarl: Burunda kiraz, vanilya, fıçı, kırmızı-siyah meyve arası kokular. Damakta tanenler hissediliyor ama dengeli, genç ve canlı bir şarap. Güney Afrika’nın barutumsu lezzetleri mevcut ama bu Pinotage bunu çok iyi kaldırmış. 7.40/10
  5. Vilafonte, Seriously Old Dirt, Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Malbec, Merlot, 2021, Kırmızı, Güney Afrika, Paarl: Renk koyu bordo. Burunda cassis, mentol, siyah meyveler ağırlıkta. Damakta gövde çok güzel, asidite ve tanen yüksek ama tanenler köşeli değil. Aroma profili yüksek. Yine bölgeye özgü barut tadı ve kokusu çok yakışmış. 7.35/10
  6. Stark-Conde, Cabernet Sauvignon, 2019, Kırmızı, Güney Afrika, Stellenbosch: Renk koyu bordo. Burunda aroma yoğunluğu yüksek. frenk üzümü, siyah meyveler, füme kokular. Damakta aynı aromalar mevcut, gövdesi yüksek. Biraz daha yıllandırılması ile çok daha güzel olabilirç 7.35/10
  7. Magna Carta, Mizwa, White Merlot, 2017, Beyaz, Güney Afrika, Stellenbosch: Burunda çok yoğun kokular. Mantar, küf, rokfor. Damakta tamamen mantar aromaları mevcut, aroma yoğunluğu çok yüksek, mantar yemeği gibi. Çok orijinal bir lezzet. Tek başına içmek için biraz iddiali bir şarap ama yemek eşleştirmesi ile birlikte zirveye çıkarılabilir. 7.30/10

Yunan Adaları Şarapları & Şaraphaneleri (Girit, Santorini, Mikonos, Milos) (Yunanistan)

Aylar önceden planladığımız Yunan Adaları Gemi Turu’muz yaklaştıkça, harıl harıl araştırdığımız tek bir konu vardı: Yunan Şarapları! Yakın zamanda hem Drama hem de Sakız Adası‘nda tatma fırsatı bulduğumuz şaraplar, gezimiz için bizi fazlası ile heyecanlandırmıştı.

Yunanistan Şarap Bölgeleri
Kaynak: https://winefolly.com/deep-dive/the-wine-regions-of-greece-map/

Tek problemimiz, kısıtlı sürede hangi şaraphanelere uğrayacağımızı seçmekti, özellikle Girit ve Santorini adaları çok fazla şaraphane bulunduruyordu. Gemiye ve turistik alanlara ulaşılabilirlik, kalite, diğer şaraphanelere yakınlık gibi kriterleri baz alarak; Girit için 2, Santorini için ise 3 tane şaraphaneye gitme kararı aldık. Mykonos ve Milos kısımları ise hem olumlu hem olumsuz anlamda sürprizli oldu 🙂

Gemi heyecanımız (Kuşadası)

Uğrama fırsatı bulduğumuz şaraphaneler ve diğer turistik gezi noktaları (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Girit

Girit, 8450 km2 yüz ölçümü ile Yunanistan’ın en büyük adası. Zeytinağaçları, bağları, zengin mutfağı ve turkuaz koylarıyla ön plana çıkan ada için 1 gün kesinlikle yeterli değil. Bu nedenle biz sadece adanın şaraplarına odaklandık. Başkenti Heraklion olan bu adada gemiler de aynı yerin limanına yanaşıyorlar. Turistik ve tarihi gezi açısından 1-2 saatte tamamlanabilecek bu minik şehirde maalesef şaraphane bulunmuyor. En yakın şaraphaneye gitmek için 20-30 dk arası araba yolu gitmek gerekiyor. Toplu taşımanın çok yaygın olmadığı yerler olduğu için araba kiralama ya da taksi gibi çözümlere başvurmak mümkün. Girit’teki vaktimiz kısıtlı olduğu için, bir taksici ile sıkı pazarlık yapmamız sonucunda gün boyu 100 EUR’a bize eşlik etmesi için onaylaştık.

Girit şaraphaneleri çok geniş bir coğrafyaya yayılmış

Lyrarakis Winery: Kendi web sitesinde online menüsü mevcut, bütün farklı seçenekler için hem tadım hem de ücret ayrıntısı var. Online rezervasyon da yapılabiliyor ama kapıdan giderseniz de uygunluk durumuna göre yer açabiliyorlar. Biz bir çift olarak, 7’li tadımı paylaştık. Tek kadehe koyma oranları 5 cl’den fazla, yani fazla fazla yetiyor. Çalışanlar çok sıcakkanlı, ortam pek keyifli, şaraplar ise gerçekten çok orijinal. Lyrarakis; Plyto ve Dafni isimli iki farklı beyaz üzümü yok olmaktan kurtarmış, şu anda da ikisini de monosepaj olarak işliyorlar. Özellikle Dafni çok değişik bir lezzet, kendinizi bir anda fesleğen-biberiye özü içiyor sanabilirsiniz. Genel şarap lezzet performansları çok iyi, kesinlikle bölgedeyseniz uğramakta fayda var. Kırmızı şarabı daha çok tercih ettiğimizi belirtince tadımın 7. şarabı olan bir köpüklü şarap yerine farklı bir kırmızı şarap değişikliği yaptılar. Ekip ile muhabbetimiz koyulaştıkça, nereli olduğumuzu sorduklarında, Türkiye cevabını alınca hemen bize Kuzubağ’ın Çalkarası şarabını çıkardılar 🙂 Ortak üzüm olan Liatiko-Çalkarası üzerine çok keyifli ve bilgilendirici bir sohbet etme fırsatı bulduk. Bütün gezimiz boyunca en memnun kaldığımız yerlerden biri oldu diyebiliriz.

Bayrakları astık 🇹🇷

Domaine Paterianakis: Burası da Lyrarakis gibi, kendi web sitesinde online menüsü mevcut, bütün farklı seçenekler için hem tadım hem de ücret ayrıntısı var. Online rezervasyon da yapılabiliyor. Lyrarakis’e göre görece daha boştu, yani buraya online rezervasyon yapmanıza gerek yok.

Paterianakis’ın en büyük özelliklerinden birisi, organik tarım yapmaları. Tadım öncesinde parça parça getirdikleri bazı otları (kekik, biberiye, nane) şaraplarda ne kadar aldığımızı anlamak adına tadım öncesi özellikle koklatıyor ve soruyorlar. Bölgede arı çok fazla olduğu için bu kokuların fazlası ile şaraplarına geçtiklerini söylüyorlar. Gerçekten özellikle ilk tattığımız Thrapsathiri-Sauvignon Blanc kupajından bu aromaları yoğun bir şekilde alıyoruz.

Paterianakis’ın beyaz şarapları gerçekten çok güzel. Özellikle Muscat ailesinden gelen yerel üzümleri Moschato Spinas çalışmalarını yanımıza alacak kadar çok beğendik. Klasik aromatik bahar çiçekleri ve tropik meyvelere ek olarak bölgede bulunan kekik-biberiye-nane çiçeklerinin aroma harmonisini bütün yudumlarda hissetmek mümkün. İkram olarak çeşitli üzümlerden yapılmış üzüm rakısının da tadına bakmayı ihmal etmedik 🙂 Kırmızılarının ise gidecek biraz daha yolu var. Tercihlerinizi beyazlar üzerinden yapabilirsiniz.

Santorini

Santorini’nin yerleşim yerleri deniz seviyesinden 400 m yukarıda konumlanmış. 500 sene önce büyük bir volkanın patlaması sonucunda oluşan bu ada, inanılmaz manzaralara sahip. Şaraphaneler de bu manzaraların etinden sütünden yararlanmışlar 🙂 Özellikle bazı şaraphaneler, şaraba çok ilgisi olmayan turistlerin bile tamamen manzarasından ötürü uğrama noktası olmuşlar. Kaliteli seçenek çok fazla olduğu için en zorlandığımız rota burası oldu. Ulaşım kolaylığından ötürü, Pygros bölgesinde en yüksek puanları almış 3 üretici ile ilerleme kararı aldık. Santorini de Girit gibi toplu taşımadan yoksun bir ada. Araba kiralamıyorsanız, taksicilere mahkumsunuz. Bundan ötürü birbirine yürüme mesafesinde olan üreticileri seçmek, arabasız gezginler için ekstra avantaja dönebilir. Yolların bisiklete uygun olmaması da ulaşım alternatifini oldukça kısıtlıyor.

Santori’nin şarap ile ilgili en orijinal noktası ise kesinlikle asmalarının biçimleri. Yıl boyu çok ve sert rüzgarlar aldığı için, asmaların daha iyi korunması adına ilk büyüme anından itibaren halka şeklinde şekillendiriyorlar. Bu da çok güzel bir asma görüntüsü oluşturuyor. Bu özel yöntemin ismi ise Kouloura.

Halka şeklinde, uzun yıllık bir Santorini Asması

Santo Wines: 4, 5, 6, 8’li olarak farklı içeriklerde tadım menüleri var, kendi zevklerinize göre birini seçebilmeniz mümkün. Biz daha üst seviye şaraplarını tatmak istediğimiz için 35 EUR olan 5’li premium seti aldık, çift olarak paylaştık. Fazla fazla doldurdukları için bir çifte bir tadım seti yeterli geldi. Adanın en eski şaraphanelerinden biri olan Santo’nun kesinlikle büyüleyici bir manzarası bulunuyor. Şaraplarından memnun kalmasak bile kesinlikle önereceğimiz bir yer olurdu ki premium tadım seti bizi yeterince tatmin etti. 3 farklı Assyrtiko, 1 Kırmızı ve 1 Vinstanto (Assyrtiko’dan yapılan Santorini’ye özgü tatlı şarap) tatma fırsatı bulduğumuz bu şaraphanede özellikle içtiğimiz Assyrtiko’lar bizi fazlası ile şaşırttı. Toprak yapısından ötürü daha mineralli beklediğimiz Santorini Assyrtiko’ları, Girit’e göre çok daha fazla asidik ve az mineralli bulduk. Bir yerel beyaz üzümün bu kadar güzel gövdeli şaraplar yapılmak için kullanılıyor olması ise bizi kesinlikle mest etti.

Premium tadım seti

Venetsanos Winery: Mağara tipi bir şaraphane olan Venetsanos, Santo Winery’e 10-15 dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor. Yürünen yol çok konforlu olmasa da manzaraları kesinlikle muhteşem. Santorini genel olarak araba ile ulaşım üzerine tasarlanmış. Biz yine de yürümeyi tercih ettik.

Burası Santo Wines’a göre biraz daha pahalıydı. Tadım setleri 4’lü 32, 6’lı 39, 6’tlı tatlı şarap versiyonu 41 EUR’du. İçtiğimiz 4 şarabın 3’ünü ortalama bulsak da, Assyrtiko (Beyaz) ve Mandilari (Kırmızı) yerel üzümlerinden yapılmış rose şarabı çok orijinal bulduk. Fransa’da Viognier ve Syrah üzümleriyle ilk defa denk geldiğimiz farklı renkteki üzümlerin kupajı, Yunanistan’da da çok uyumlu-birbirini dengeleyici 2 üzüm türünün seçilmesi ile bizden geçer not aldı.

Mağara şaraphane olarak dizayn edilen Venetsanos’un dıştan görünümü
Venetsanos’un mükemmel manzarası

Boutari Winery: Yunanistan genelinde toplam 6 farklı bölgede şaraphanesi olan bu üreticinin Santorini Şubesi, ödüllü mimari yapısı ile ön plana çıkıyor. Tadım menüsünde Santorini teruarının yanında farklı bölgelerde üretilen şaraplarından da tatma fırsatı bulabileceğiniz bu üretici, şarap kalitesi ile kesinlikle ön plana çıkıyor.

Farklı tadım fiyatları mevcut, 4’lü set 20 EUR, 6’lı premium set 28 EUR, biz 6’lı set ile ilerledik. 9 tane şarap içerisinden kendi tatmak istediklerinize göre seçebiliyorsunuz. Rezervasyonsuz gittik, boşluk olduğu için kabul ettiler ama bu konuda şanslı olduğumuzla ilgili tadımcı teyzeden biraz nutuk yedik diyebiliriz 🙂 eğer ihtimaliniz varsa rezervasyon ile gitmenizi öneririz.

Genel fiyat-performans olarak şaraplarını en başarılı bulduğumuz yer Boutari oldu. Bu bölgeden olmasa da, Naoussa bölgesinden tatma fırsatı bulduğumuz 2017 rekolteli 1879 Boutari Legacy isimli şarabı son yıllarda içtiğimiz en başarılı kırmızılardan biri olarak notlarımıza girdi. Bölgedeyseniz, uğramanızı en önereceğimiz yer kesinlikle burası olacaktır.

Mykonos

Yunanistan’ın gece hayatıyla ünlü bu adasında iki şarap üreticisi bulmak gezimizin en güzel süprizlerinden biriydi. Google aramalarımız sonucunda hiç bir şaraphane gözükmeyen bu adada, çiftlik adı altında 2 adet üretim yapan yer bulunuyormuş. Biz, biyodinamik tarım yapan bir üreticiyi ziyaret etme fırsatı bulduk. Diğer Yunan Adalarında yaşadığımız ulaşım problemi burada da vardı ve yine bir taksi ile anlaşıp şaraphaneye ulaşabildik.

Mykonos Vioma Organic Farm: Vioma oldukça mütevazı bir üretici. Eskiden bir manastıra ait olan ama sonradan terk edilmiş bir bağ alanı üzerine kurulmuş. Bağı bugünkü haline getirmek için biyodinamik tarım yönteminden faydalanmışlar. Adanın hiç bitmeyen rüzgarlarından korunmak içinse bağın etrafına diktikleri bambu ağaçlarını kullanmışlar. Gitmeden önce web sitesi üzerinden hem şarap tadımı hem de şaraphane ve bağ gezisi için rezervasyon yapabilirsiniz. 20 euro ücreti içerisine 4 adet şarap ve bağ gezisi dahil. Sadece yerel yunan üzümlerinin tadılabileceği oldukça farklı bir şaraphane olması ile Mykanos gezimize kesinlikle renk katan bir yer oldu.

Milos

Milos, sakin bir balıkçı kasabası hissi veren huzur bulduğumuz bir ada oldu. Diğer adalardaki aşırı turist kalabalığı bu adada yok. Bu nedenle daha sakin vakit geçirmek için ve deniz tatili üzerine kurulmuş bir ada.

Milos, 1 adet şaraphaneye ev sahipliği yapıyor. Ancak tadım saatleri alışılagelmiş tadım saatlerinin aksine saat 17-21 arasındaydı. Bizim gemi programına bu saatler uymadığı için maalesef biz gezme ve tadım yapma fırsatı bulamadık. Şehir merkezinden taksi ile ulaşımı 30 euro olarak sağlayabileceğiniz bu şaraphane hakkındaki bazı bilgileri aşağıya bırakalım.

Kostantakis Winery: Milosta kurulan en eski ve halen aktif tek şaraphane olan Kostantakis Winery, 3. kuşak ile üretime devam ediyor. Volkanik toprak yapısından faydalanarak mağara şeklinde tasarlanan bu şarapheneye ait bilgileri ve tadım menüsünü web sitesinde bulabilirsiniz. Şaraphane aynı zamanda konaklama seçeneği de sunuyor.

Tadımını yapamadığımız bu şaraphanenin kadeh şaraplarına da farklı mekanlarda erişebilmek maalesef mümkün değil. En az 10-15 adet mekana sorduktan sonra sonuç olumsuz olunca, Milos merkezde bulunan bir kavdan şaraplarını evde denemek üzere aldık. Evimizde 3 farklı şarabını tatma fırsatı bulduğumuz bu şaraphanenin ürünlerini genel olarak ortalama bulduk.

Milos’taki volkanik yapıdan ötürü birçok mağara bulunuyor
Sarakiniko Plajı, Milos’ta kesinlikle uğranması gereken bir yer

Genel Yorumlar-Notlar

  • Liatiko üzümü ile bizim Çalkarası olarak bildiğimiz üzümün aynı olduğu düşünülüyor, sadece isimleri bulunduğu yörelere göre özelleşmiş. Lyrarakis’te içtiğimiz eski bağlardan yapılmış Kırmızı Liatiko’yu bayağı bir beğendik ama genel yapısı bizim Türkiye’de içtiğimiz Çalkarası örneklerinden oldukça farklı.
  • Mandilari üzümü fazlası ile ümit veren bir üzüm. Bol bol farklı bölgelerde kaliteli versiyonları tadılmalı.
  • Genel olarak bütün üreticiler yerel üzümlere sahip çıkmış. Tattığımız uluslararası üzüm çeşidi çok azdı. Ülkecek örnek almamız gereken çok şey var 🙂
  • Girit’te içtiğimiz Assyrtiko’lar ilginç bir şekilde Santorini’de içtiğimiz Assyrtiko’lara göre daha mineralliydi. Santorini Assyrtiko’ları ise çok daha asidikti. Kağıt üzerinde tam tersi olmasını beklerken bu tecrübe bizi biraz şaşırttı.
  • Mandilari ve Assyrtiko kupajından yapılmış rose şarap bizi bayağı etkiledi. Bölgeden çıkan benzeri çalışmaları da denemekte fayda var.
  • Santorini’nin kırmızıları bize çok hitap etmedi. Beyaz ve rose konusunda iyiler ama kırmızılarından keyif almak için farklı tarzlarına biraz alışmak gerekiyor.
  • Bu adalara ait olmasa da, gezimiz boyunca içtiğimiz diğer şaraplardan, beyaz üzümlerden en beğendiğimiz Malagousia, kırmızılardan ise Naoussa Bölgesi’ne ait olan Xinomavro oldu. Farklı bölgelerden de aynı üzümler denk geldikçe bol bol tadılmalı. Xinomavro’yu hem rose hem de kırmızı olarak bayağı beğendik.
  • Vinsanto şarapları, tatlı şarap sevenler için çok güzel bir alternatif. Biz tatlı şarabı çok tercih etmeyen bir çift olarak içtiğimiz bütün Vinsanto’ları beğendik. Yıllanmış versiyonlarının lezzetlerini çok daha oturmuş bulduk. Hele ki 2002 rekolte içtiğimiz bir Vinsanto’ya bayıldık. Olabildiğince eski rekolteler denenmeye çalışılmalı.
  • Vinsanto, Wine of Santorini’nin kısaltmasıymış. Bunu da güzel bir ek bilgi olarak notlarımıza aldık.
  • Girit adasında, her ailenin kendine ait bir miktar zeytin ağacı olurmuş ve adada yaşayan herkes zeytinyağlarını kendi zeytinlerinden sıktırıyorlamış. Gezimiz esnasında uğrama fırsatı bulduğumuz butik zeytinyağı fabrikası Kleanthi, kendi zeytinyağlarını üretmenin yanında kişilerin getirdiği zeytinleri de sıkmalarına yardımcı oluyor. Girit zeytinyağlarını denemek isterseniz uğrayabilirsiniz, şarap rotasının üzerinde bulunuyor.

Favori Şaraplar

Yunanistan gezimiz boyunca hem bölge içi hem de farklı bölgelerden bir çok şarap içme fırsatı bulduğumuz için, bölge içi ve dışı olarak 2 farklı liste yapma kararı aldık.

Girit-Santorini-Mykonos-Milos:

  1. Boutari, Vinsanto (12 years aged), Assyrtiko, Aidani, 2002, Beyaz-Tatlı, Yunanistan, Santorini: Burun mükemmel karamel, bal, tatlı kokular, vanilya, kuru tütün, damak hafif asitli damakta doygun. Harika bir şarap. 7.5/10
  2. Domaine Paterianakis, Moschato Spinas, 2022, Beyaz, Yunanistan, Girit: Burunda bahar çiçekleri, hanımeli, yasemin. Damakta da aynı lezzetler var. Damakta yağlı bir yapısı var, oldukça dolgun. Asidite ve dolgunluğun birleşimi güzel bir hava katmış. Bitişi uzun. Oldukça aromatik güzel bir beyaz şarap. 7.5/10
  3. Boutari, Kallisti Reserve, Assyrtiko, 2020, Beyaz, Yunanistan, Santorini: Burun aşırı mineralli, fıçıdan gelen taze fındık ve füme vanilya aromaları var, damak yumuşacık, sonradan asidite hissediliyor. Asiditenin şarabın kompleksitesi ile uyumu güzel olmuş, asidite bastırmamış. Kompleksite güzel, yağlı, bitişi uzun, tatlı bir mineralite de var. Gezi boyunca içtiğimiz en başarılı Asyrtiko’ydu. 7.4/10
  4. Lyrarakis, Plakoura Vineyard, Mandilari, 2018, Kırmızı, Yunanistan, Girit: Burunda fıçı hissediliyor. Olgun kiraz, biraz siyah meyveler, biraz baharat. Asiditesi yüksek, damakta tanenler kuvvetli ama köşeli değil. 10 yıl daha yıllandıktan sonra mükemmel olabilir. 7.3/10
  5. Venetsanos, Anagallis, Mandilaria, Assyrtiko, Aidani, 2022, Rose, Yunanistan, Santorini: Burunda şeftali, çilek, farklı meyveler var, zengin. Damakta aynı aromalar mevcut. Çok hafif tatlı, asiditesi kuvvetli. Burunda beyaz, damakta kırmızı üzümlerin etkisini hissetmek mümkün. Orijinal bir lezzet. 7.25/10
  6. Lyrarakis, Psaredes Vineyard, Dafni, 2022, Beyaz, Yunanistan, Girit: Taze yeşil baharat kokuları var. Defne, fesleğen, biberiye. Damakta da aynı aromalar mevcut, özellikle fesleğen aroması baskın. Güzel limon aromaları da takip ediyor. Kalıcı, profili yüksek. Asidite yüksek, orta gövdeli. Çok orijinal bir lezzet. Gordias Şarapçılık’ın Fesleğen üzümüne konsept olarak benzese de lezzette kesinlikle çok farklı. 7.25/10

Diğer Bölgeler:

  1. Boutari, 1879 Boutari Legacy, Xinomavro, 2017,  Kırmızı, Yunanistan, Naoussa: Burunda arkadan gelen üreticinin de üzerine vurguladığı bir domates püresi kokusu var. Olgun siyah meyveler fıçı ile güzel harmanlanmış. Damakta tanenler hissediliyor, hafif köşeli. Biraz daha yıllansa inanılmaz olma potansiyeline sahip. Şu andaki halinde bile yeterince dengeli. Aromalar damakta patlıyor. 7.75/10
  2. Boutari, Domaine Roxane Matsa, Malagousia, 2022, Beyaz, Yunanistan, Attiki: Burunda çiçeksi, arka plandan ıslak taş kokusu geliyor, aroma profili yüksek. Damakta çok yumuşak, asiditesi orta. Dengesi güzel, bitişi orta-uzun arası. İçimini çok beğendik.. 7.5/10
  3. Alpha Estate, Xinomavro Hedgehog Vineyard, Xinomavro, 2020, Kırmızı, Yunanistan, Amyndeon: Renk hafif açık koyu kırmızı. Burunda kırmızı taze meyveler, siyah zeytin. Damakta çok canlı, hafif bitter bir bitiş, tanenler hissediliyor, asidite güçlü, gövde olarak zayıf gelse de güzel bir şarap. 7.25/10

Melnik Bağ Yolu & Bulgaristan Şarapları – 1

Melnik, Bulgaristan’ın güney batısında Struma Vadisi’nde bulunan, Bulgaristan’ın Şirince’si olarak tanımlayabileceğimiz, sadece 300 kişinin yaşadığı minik bir şehir. İstanbul’un rastgele seçilmiş herhangi bir metrekaresinde daha fazla kişinin bulunacağı bu şehrin en büyük özelliği ise etrafındaki bölgenin bağcılık için çok uygun bir mikroiklime ve toprak yapısına sahip olması.

Bulgaristan şarap bölgeleri (Melnik, Struma Valley altında 2. sırada)
Kaynak: https://vineyards.com/wine-map/bulgaria

Melnik bölgesi, uzun yıllar boyu sadece sofra şarabı diye nitelendirebileceğimiz basit şaraplara odaklanmışken; özellikle son yıllarda Avrupa Birliği’nden aldığı teşviklerle birlikte şato tipi üretim yapan birçok şaraphaneye sahip olmuş durumda. Biz de 2022 ve 2023 yıllarında bu bölgeye yaptığımız 2 geziyle birlikte turistik olarak bölgenin zenginliklerini keşfederken, güzel şaraplarını da tatma fırsatı bulduk. Bizim için en büyük avantajlarından birisi de bölgedeki şarapların fiyat olarak hem Türkiye hem de Avrupa standartlarına göre daha uygun olması oldu. Bölgeye özgü birçok farklı üzüm türü olması da bizi fazlasıyla cezbetti.

Melnik şaraplarının Eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill’in favorisi olmasını da oldukça ilginç bir tarihi bilgi olarak buraya ekleyelim. 🙂

İpsala Sınır Kapısı’ndan sadece 4 saat 30 dakika uzaklıkta bulunan bu bölgede 20’den fazla şaraphane bulunuyor.

Uğrama fırsatı bulduğumuz şaraphaneler ve bölge doğal güzellikleri (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ile ilgili aldığımız notlar:

Rupel Winery

Şarap tadımı ücretsiz, ancak gitmeden önce rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Biz rezervasyonsuz gitmiştik, şansımıza farklı bir grup için halihazırda tadım yaptırıyor olduklarından bizi de kabul ettiler. Ellerinde açık olarak bulundurdukları bütün şarapları tadabiliyorsunuz. Bizim tatma fırsatı bulduğumuz kırmızılar genel olarak 5-8 yıl arası yıllanmış ve fiyatları kalitelerine göre oldukça uygun şaraplardı. Beyazları ise çok yüksek performanslı değildi. Genel tavsiyemiz, eğer bölgede yeterince vaktiniz varsa öncelik olmamakla birlikte geçerken uğramanız ve ağırlıklı olarak kırmızılar üzerinde durmanız olacaktır.

Mekanın sahibi gibi çekilelim
Rupel Winery’nin mütevazi tadım barı

Orbelus Winery

Şarap fıçısı şeklinde tasarlanmış binası ile Melnik Bağ Yolu’nun en ilginç şaraphanelerinden biri kesinlikle Orbelus. Maalesef İngilizce şarap tadımı anlatımı olmayan bu şaraphanede, en azından İngilizce menü var ki istediğimiz tadımı menüden seçme fırsatı bulabiliyoruz. 3’lü tadım 7 EUR, 4’lü tadım 8 EUR ve 5’li tadım 11 EUR olarak seçenekler mevcut, ücrete şaraphane gezisi de dahil ama tabi İngilizce anlatım burada da yok 🙂 Eğer 5’li tadım seçerseniz, daha üst segment şaraplardan da seçebilmeniz mümkün. Burada tadım yapmanın en güzel yanlarından birisi, tadacağınız şarapları tamamen size seçtirmeleri. Bu seçenek sayesinde, kişisel merak ve zevklerinize göre tadımınızı özelleştirebilmeniz mümkün. İlk olarak 2022’de ziyaret etme fırsatı bulduğumuz Orbelus, 2023 ziyaretimizde de bizi hayal kırıklığına uğratmadı. 2022 yılında ağırlıklı olarak 2015-2016 rekoltelerinden ilerlediğimiz tadım setimizde, 2023 yılında bir çılgınlık yaparak daha eski rekoltelerden gitme kararı aldık ve 2013-2014 üzerinden ilerledik. Bir yıl önceki (2015-2016) tadımlarımıza kıyasla, daha eski rekolte içtiğimiz şarapları (2013-2014) biraz zamanını geçmiş bulduk. Bundan ötürü tadım setinizi oluştururken, en eski rekolteleri seçmek yerine daha yeni rekolteler ile karma bir set oluşturmayı öneririz. Bölgedeki diğer şaraphaneler ile fiyat kıyaslaması yapınca bölgedeki fiyat-performansı en yüksek şaraphane olarak ön plana çıkıyor Orbelus.

Zlaten Rozhen Winery

Şaraphane yanında klasik arabaların bulunduğu bir müzesi bulunan bölgenin en büyük üreticilerinden birisi. Tadım menüleri 3’lü tadım 7 EUR, 5’li tadım 9 EUR olarak değişiyor, tadım ve araba müzesi gezisi birleştirilirse fiyatlar daha uygun oluyor. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğu için araba müzesini gezemedik. Şaraplarını çok beğendiğimiz bu üreticiye mutlaka bir sonraki ziyaretimizde de uğrayarak araba müzesini de gezmek planlarımız dahilinde. Ziyaret ettiğimiz ilk 2 şaraphanenin aksine, tadım menüsünde daha yeni rekolteli ve uygun fiyatlı şaraplarını tattırıyorlar. Buna rağmen şaraplarının genel olarak lezzet performanslarını yüksek bulduk. Özellikle Sandanski Misket’ten yaptıkları beyaz şarap ve Melnik bölgesinin yerel üzümü olan Shiroka Melnishka üzümünden yapılan rose şaraplarına bayıldık. Uygun fiyatlı şaraplarının performanslarının yüksek olması, premium şaraplarını denemek adına da kesinlikle cesaret veriyor.

Villa Melnik

Hem tadım hem de şaraphane gezisini İngilizce yapabileceğiniz oldukça keyifli bir şaraphane, 5 adet şarap tadımı ve şaraphane gezisi için kişi başı 10 EUR ödedik. Dışarıdan oldukça sade dursa da, içerik olarak kesinlikle en orijinal, anlatım olarak ise en memnun kaldığımız yer Villa Melnik oldu. Şaraphanenin teknik dizaynında zeminin kot farkından ve yer çekiminden olabildiğince faydalanmaya çalışmışlar. Yer altında bulunan doğal mahzenleri ise tam anlamıyla muhteşem, insanı hayran bırakıyor. Bölgeye ait en orijinal şarapları burada içtik diyebiliriz. Melnik bölgesine ait orijinal üzümleri monosepaj olarak işledikleri Rare Varieties adında bir premium serileri bulunuyor. 1 tanesini tadım menüsünde içme fırsatı bulduk ve bütün Melnik maceramızda en beğendiğimiz şaraplardan birisi oldu. Bu şaraphanede en etkilendiğimiz nokta kesinlikle tadım uzmanının ilgi ve alakası oldu. Şaraphane gezisi sırasında sorduğumuz sorulardan bizim en ilgimizi çeken üzüm çeşitlerini anlayarak bize özel bir tadım seti oluşturdu. Ek olarak rose yerine farklı bir şarap deneme isteğimizi artırarak, rose şarabı ücretsiz olarak bize ikram etti ve şarap tadım setimizi 6’ya yükseltti. Gerek mahzeninin büyüleyici ortamı, gerekse tadımın profesyonelliği ile birlikte en mutlu ayrıldığımız yer oldu Villa Melnik.

Baba Vanga’nın Mezarı

Bölgedeki yapılacak turistik aktivite araştırmamızda ilk sırada hep Baba Vanga’nın mezarının ve eskiden yaşadığı evin bulunduğu kompleks çıkıyordu. Google Maps üzerinden fotoğraflarına baktığımızda çok da bir albenisi gözükmeyen yerin puanının 1500 kişi tarafından 4.8+ olmasından ötürü bir şans verelim dedik. Yorumlarda genel olarak “çok spiritüel bir alan, enerjisi çok yüksek” gibi yorumların ağırlıkta olmasından ötürü ön yargılı gittiğimiz bu mekandan huzur dolu bir şekilde ayrıldık. Kozmik enerji vb konulara çok da inanmayan bir çift olarak, arabayı park ettiğimiz andan başlayarak turumuzun her anından pek keyif aldık. Ön yargısız bir biçimde bölgeden geçen herkesin ziyaret etmesi gereken bir yer olarak notlarımızı aldık. Buranın bize en büyük katkısı ise, komplekse girişten hemen önce bulunan sokak satıcılarının yaptığı ev meyve şarapları oldu. Denediğimiz şarapların lezzetine hayran kalırken, en beğendiğimiz şarap olan incir şarabını da evimize almayı ihmal etmedik. Güzel şarabın nereden çıkacağı hiç belli olmuyor 🙂

Baba Vanga’nın elini öpmeden geçmek olmaz
Mekanın sahipleri vol 3
Muhteşem incir şarabı 3. sırada

Melnik Şehir Merkezi

Melnik, Bulgaristan’ın en küçük şehri olarak geçiyor. Bize de Şirince’nin minyatür hali gibi hissettirdi. Yaklaşık 300 kişinin yaşadığı bu minik şehirde Osmanlı döneminden kalan birçok tarihi eser ve geleneksel yapıda tarihi evler bulunuyor. Şarap rotasına gelmişken bu minik şehri de ziyaret etmeden ayrılmak olmaz. Ayrıca şarap satan dükkanlarında da tadım yapmak mümkün ama ücretsiz tattırılanlar genel olarak sofra şarabı seviyesinde oluyor. Kordopulov Evi ve altındaki mahzenleri bu gelişimizde ziyaret etme fırsatı bulamasak da bir sonraki gidişimiz için şimdiden listemize ekledik.

Melnik’i ilk ziyaretimiz, Haziran 2018

Genel Yorumlar-Notlar

Melnik şaraplarına dair genel gözlemlerimiz ve farklı bilgiler:

  • Sandanski Misket üzümü bizim Bornova Misketi tarzında. İçtiğimiz her yerde bayağı beğendik. Bölgedeki bize en hitap eden beyaz üzüm oldu.
  • Normalde rose şarap çok sevmeyen bir çift olarak 2 farklı şaraphanede Shiroka Melnishka’dan yapılmış rose şaraplara bayıldık. Burunda zarif, damakta ise oldukça zengin aromalar barındırıyor. Bu üzüm kesinlikle bunun için işlenmeli. Denediğimiz son 2 şaraphane olmasından ötürü farklı örneklerini deneyemedik ama gelecekteki gezilerimiz için benzerlerini tatmayı not olarak aldık.  
  • Melnik bölgesine has Shiroka Melnishka (Broad-leaved Melnik) üzümünden bir sürü çaprazlama yaparak alt klon üretilmiş, örneğin Melnik 82 üzümü Cabernet Sauvignon ile çaprazlama sonucunda oluşturulmuş. Toplamda 6 farklı tür bulunuyor. Keşfedilmeyi bekleyen çok farklı bir dünya var. 
Etiketinde Melnik bölgesine ait bütün türlerin bulunduğu Melnik Üzümü Soy Ağacı Kupajı
  • Mavrud üzümü Bulgaristan’da yaygın olsa da bu bölgede sadece tek bir şaraphane işliyor, onlar da işlediği parselde çok spesifik bir uyumdan ötürü işleme kararı almışlar. Ancak Mavrud kesinlikle kendi bölgesinde çok daha başarılı.
  • Marketlerde farklı küplerde gibi satılan çok şekilli şişelere sahip olan şaraplar var. Tamamen pazarlama taktiği, içinde çok kötü şaraplar var. Şişe için almak isterseniz alınabilir ama içindekini kesinlikle pas geçin 🙂 
Bu şişeyi gördüğünüz zaman arkanıza bakmadan kaçın, bunu içen köpek öldü
  • Melnik’te eskiden beridir geleneksel olarak beyazlar hep orange wine olarak yapılıyormuş. Villa Melnik de bu geleneği sürdürerek birkaç yıl boyunca aynı tarzda şaraplar üretmeye başlamış. Zaman geçtikçe bölgeyi ziyaret eden turistlerin geri bildirimleri bu şarapların normal içim için çok sert olduğu olmuş. Villa Melnik’in önologu da yeni rekoltelerde bu tarzı hafifleştirmiş. Eski rekoltelerde bu bahsedilen sertliği fazlasıyla merak etsek de, yeni rekoltelerdeki sertliği tecrübe etmek bile bize fazlası ile yetti diyebiliriz. 🙂

Favori Şaraplar

İçtiğimiz en favori şaraplar ise şunlar oldu:

  1. Zlaten Rozhen, Sandanski Misket, 2022, Beyaz: Burunda misketten gelen bahar çiçekleri belirgin. Damakta da aynı aroma profili, yüksek alkol ve asidite ile tamamlıyor. Dengeli ve güzel bir beyaz. 7.5
  2. Villa Melnik, Rare Varieties, Melnik 82, 2019, Kırmızı:, Kesinlikle genç olmasına rağmen içtiğimiz en güzel Melnik klonu örneği bu şarap. Meyvemsiliği yüksek, tanenleri hissedilen, damağı kuvvetli bir şarap. Siyah meyveler, bitter çikolata ve bulgar meşe fıçısının zarif dokunuşu çok etkileyici. Bir kaç yıl sonra yeniden tatmayı çok isteriz. 7.4
  3. Orbelus, Prima, Merlot, Cabernet Sauvignon, Early Melnik, Syrah, 2015, Kırmızı: Zarif fıçı dokunuşu ile meyvemsiliğini koruyan, damakta tanenleri zarif bir şarap. Birbirinden farklı üzümler barındırması ile burunda ve damakta kompleksiteyi yakalamış. 7.3
  4. Zlaten Rozhen, 41 Parallel, Shiroka Melnishka, Mourverde, 2022, Rose: Burunda hem sarı meyveler hem de gül gibi kokular var. İçtiğimizde de aroma zenginliği hissediliyor, uzun süre damakta kalan bir rose. 7.3
  5. Bonus: Baba Vanga Anıt Parkı Girişinde Satılan İncir Şarabı, artık ortamın enerjisinden midir bilinmez, bayılarak içtiğimiz hafif tatlımsı harika bir ev şarabı. 7.5

Biz bu bölgeyi çok sevdik. Bizim için jeopolitik konumundan ötürü önümüzdeki yıllarda defalarca ziyaret edeceğimiz de belli. Bu kadar kaliteli şarapların bulunduğu bir bölgeyi sık sık ziyaret ediyor olmak, şarap tutkunu bir çiftin güzel bir şansı olsa gerek. Önümüzdeki yıllarda daha detaylı keşiflerimiz ile birlikte yeniden görüşmek üzere Melnik 🙂

Ve yazımızı bitirken Baba Vanga kehanetlerini de şuraya bırakalım 🙂 https://www.biyografi.info/kisi/baba-vanga 

Budapeşte Şarap Barları & Macaristan Şarapları

Budapeşte’ye 3 günlüğüne Sziget Müzik Festivali için gitme planı yaptığımızda, akşam festivalde yapacaklarımızı düşünürken, gündüz şehir gezilerine entegre etmeyi fazlası ile istediğimiz bir konu vardı: Macar Şarapları! Macaristan ismini şarap dünyasında daha çok Amerikan ve Fransız fıçılarına alternatif olarak kullanılan Macar fıçılarından duysak da, bugüne kadar derinlemesine bir araştırma yapma şansımız hiç olmamıştı. Bu bizim için mükemmel bir keşif fırsatıydı.

Macaristan Şarap Bölgeleri
Kaynak: https://tastehungary.com/journal/guide-to-hungarian-wine-regions/

Gezimizi sadece festivalle kısıtlı olacak şekilde planladığımız için, herhangi bir şarap bölgesini ziyaret edebilecek fırsatımız olmayacaktı. Bundan ötürü kısa sürede farklı üzüm çeşitleri ve farklı üretim metotlu şarapları tadabilmek adına şarap barlarını tercih ettik.  Google Haritalar’da kısa bir arama yapmamızın sonucunda gözlerimize inanamamıştık. Şarap barı zenginliği konusunda Budapeşte, neredeyse Paris’le bile yarışır konumdaydı.

Budapeşte Şarap Barları
Kaynak: Google Maps

Yaptığımız araştırmalar sonucunda, rotamıza en uygun 5 tane şarap barı belirledik (Google Maps’e eklemek için tıklayınız) ve deneme fırsatı bulduk:

Huncutka Bite and Wine

Menüsünde ağırlıklı olarak doğal şarapların bulunduğu bir bar. Biz bu bilgiye sahip olmadığımız için mekana gittiğimizde şaraplara tereddütle yaklaştık ve şarapları denedikçe de bize çok hitap etmediğini fark ettik.  Eğer ki doğal şaraplara özel bir ilginiz yoksa buraya uğramanızı pek tavsiye etmiyoruz. Burada denediğimiz 3 şarabın 2’si fazlası ile sirkemsi ve oksidatifti. Bu tarz şarapları çok tercih etmeyen bir çift olarak burası bize hitap etmedi. Menüde tadım seti yok, seçtiğiniz şarapları kadeh olarak alabiliyorsunuz. 10cl’lik kadehlerin maliyeti ortalama 4-5 euro civarında.

Servis edilen şaraplar

Tasting Table Budapest Shop

Eğer ki anlatımlı tadım deneyimi yaşamak isterseniz, burası saat 18’e kadar rezervasyonlu olarak İngilizce şarap tadımı gerçekleştiriyor. Öncesinde aramadığımız ve sayfasında da ayrıntılı bilgi bulamadığımız için bu şekilde bir tadım yapma fırsatı bulamadık. Ama çatkapı yada saat 18 sonrası gidecek olursanız da üzülmeyin, açık şişelerden kadeh olarak wine-flight satın alabilirsiniz. Şarap tadımı seçtiğiniz şarap sayısına göre değişiyor. Başında duran kişi size içtiğiniz şaraplar hakkında yine ayrıntılı bilgi veriyor. Burada 5 adet şarap tatma fırsatı bulduk ve tattıklarımızın hepsini beğendik diyebilirim. Budapeştedeki 2. favori şarap tadım noktamız burası oldu. Fiyatını not etmediğimiz için tam olarak hatırlayamasak da aklımızda kalan karşılanabilir bir tutar olduğuydu 🙂  

Duvara çizili Macaristan Şarap Haritası ve biz

Drop Shop Wine Bar

Burası sadece saat 17’den sonra bar olarak çalışan bir işletme, 17 öncesinde ise sadece kavdan satış yapıyorlar. Bu bilgi bizde olmadığı için tadım yapma fırsatı bulamadık.

Tokaj Wine Bar

Ağırlıklı olarak Grand Tokaj markasının şaraplarını kadeh olarak tatma fırsatı bulabileceğiniz bir mekan. Diğer barlardan en büyük farkı, çok daha geleneksel bir tasarıma sahip olması. Mekana merdiven ile inilmesi, taş duvarlar ve geleneksel dekorasyonu ile bizi adeta bir zaman yolculuğuna çıkardı. Çalışanlar yaşlı bir çift ve çok tatlılar. İngilizceleri çok iyi olmasa de yine de bir şekilde anlaşabiliyorlar 🙂 Tadım menüsü yok ama kadeh olarak servis edilen şarap sayısı çok olduğu için kendi tadımınızı kendiniz oluşturabilirsiniz. Kadehler menüde 10cl olarak bulunmasına karşın rica edip 5cl istediğiniz zaman da yarı fiyatına servis edebiliyorlar (Tabii anlaşabilirseniz:)). Fıçı seçenekli şaraplar oldukça uygun fiyatlı. Biz tatmak istediğimiz şarapları şişeden tercih ettik. 10cl’lik beyaz şaraplar 1-2 euro arası, 5 Puttonyos Tokaji Aszu 6 euro civarında idi. Tattığımız şaraplar genel olarak iyi şaraplardı. Tatlı şarapları sevmiyor olsanız bile Macaristan’ın kendine özgü stilinde olan Tokaji Aszu’larını kesinlikle pas geçmemek gerekiyor.

Champion Wine Vinarium&Gastro Boutique

Açık ara gittiğimiz en iyi şarap tadım yeriydi. Açılış saatinden hemen 1-2 saat sonra gittiğimiz için ellerinde çok fazla açık şarap yoktu ve sahibi raflarda gördüğümüz şaraplardan hangilerini istersek seçebileceğimizi söyledi. Buna aslında bayağı bir şaşırdık, ilk defa böyle bir uygulama gördük. Sayelerinde 2011-2018 arası 3 tane kırmızı şarap içme fırsatı bulduk. En son ise sahibi kendi amcası olan bir 6 Puttonyos Tokaji Aszu 2002 rekolte bir getirdi. Bütün Budapeşte gezimiz boyunca içtiğimiz en güzel şeydi diyebiliriz. Farklı çeşitlerde tadım menüleri var. Biz 5 normal + 1 Tokaji Azsu olarak ilerledik, toplam ücret 20 euroydu.

Favori tadım mekanımız şık bir şekilde dizayn edilmiş

Genel Yorumlar-Notlar

Macaristan şaraplarına dair genel gözlemlerimiz ve farklı bilgiler:

  • Monosepaj olarak en çok kullanılan yabancı üzüm çeşidi kesinlikle Cabernet Franc. Daha önce monosepaj olarak Cabernet Franc bu kadar çok yapan herhangi bir yer görmemiştik. Yerli beyaz üzüm çeşidi çok fazla olsa da, kırmızıda çok fazla yok. Gövdeli kırmızı şarap sorduğumuz herhangi bir yer direkt olarak Cabernet Franc öneriyor. 
  • Beyaz üzümlerden en beğendiğimiz Irsai Oliver oldu. Favorilerimizden olan Muscat üzümüne çok benziyor, biraz daha minerallisi olarak sınıflandırabiliriz.
  • Furmint, ülkedeki en yaygın beyaz üzümlerden birisi. Genelde Aszu şaraplarında kullansalar da monosepaj halini de beğendik.
  • Kadarka, ülkedeki en fazla kırmızı şarap yapılan üzüm. Kör tadımda içsem bu net bir Pinot Noir diyeceğim kadar benzerlikleri mevcut. Kesinlikle arka arkaya içilip kıyaslaması yapılmalı.
  • Tokaji Aszu, tatlı şarap sevmeyen insanların bile bayılacağı bir şarap tarzı kesinlikle. İçtiğimiz 2 tanesini kıyaslarsak, 2002 yılı 6 Puttunyos olan 2014 olan 5 Puttunyos’a göre çok daha az şekerli bir tat bırakıyordu damakta. Yıllandıkça muazzam bir olgunluk gelmiş. Bütün Aszu’larda çok inceden botrysten kaynaklanan hafif bozuk üzüm tadı geliyor. Benzeri şaraplarda bu ince tat rahatsız edebiliyorken bu Aszu’larda kesinlikle rahatsız etmiyor.   
  • Ülke genel olarak beyaz üzüm cenneti olarak gözüküyor. İçtiğimiz farklı beyaz üzümlerin hepsi çok orjinaldi. Arany Sárfehér, Zenit ve Hárslevelű monosepajlarını birer kere içtik ve üçünün de orjinalliğine bayıldık. İçtiğinizde bu kesinlikle farklı bir üzüm diyorsunuz.  Özellikle Arany Sárfehér için sonradan farklı farklı yerlere sorsak da başka örneğini bulamadık, çok az üretiliyormuş. 
  • Genel olarak kırmızıları çok daha zarif, orta gövdeli, tam içmeye hazır şaraplar. İçtiğimiz monosepaj Cabernet Franc ve Syrah örnekleri bu şekilde benzerdi, zarif ve yumuşak tanenlilerdi. En gövdeli diye sunulan 4’lü kupajlardan birisi bile bizim hafif diyeceğimiz şaraplar seviyesindeydi. 
  • Doğal şarap sevmiyorsanız genel olarak doğal şaraplardan uzak durmak lazım, tattığımız örneklerde oksidatif notalar ve sirkemsilik ön plandaydı.

Favori Şaraplar

3 günlük gezide içtiğimiz en favori şaraplarımız ise şunlar oldu:

  1. Monte Tokaj, Tokaji Aszú 6 Puttonyos, Furmint, 2002, Beyaz-Tatlı, Macaristan, Tokaj: Mükemmel bir burun, bal, sarı kuru ve olgun meyveler. Damak çok dolgun ve kalıcı, tatlılığı damakta hiç rahatsız etmiyor. Kesinlikle olağanüstü bir şarap. 8/10
  2. Havas & Timár, Franom, Cabernet Franc, 2019, Kırmızı, Macaristan, Eger: Burunda klasik bir Cabernet Franc. Siyah meyveler ve menekşe fazlası ile hissediliyor, aromalar yoğun. Damakta ise çok zarif, tanenleri çok yumuşak, fıçı hissediliyor ama baskın değil. Bitişi uzun, kompleksitesi yüksek. 7.5/10
  3. Gedeon Birtok, Diofas, Arany Sárfehér, 2020, Beyaz, Macaristan, Kunsag: Burunda mineralite, sarı meyveler, ıhlamur balı ve biberiye-yeşil yosun gibi otsu aromalar mevcut. Damakta çok orjinal, ıhlamur aroması baskın. İlk yudumda farklı bir üzüm içtiğinizi hissediyorsunuz. Olgun meyvelerden gelen bir tatlımsılığı var. Oldukça dengeli, bitişi uzun, aromaları yoğun ve kalıcı. 7.5/10

Macaristan şarapları ile genel yorumumuz, kesinlikle denemeye değer oldukları. İçerisinde keşfedilmeyi bekleyen bambaşka bir dünya var. Bu sürprizli gezimizin tekrarını ilerde mutlaka yapma niyetindeyiz.